Multipl Skleroz (MS) hastalığının, dünyada yaklaşık 3 milyon, Türkiye’de ise 35 bin kişiyi etkilediğini belirten Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, dikkat edilmesi gereken 6 altın kuralı açıkladı.
Kadınlarda erkeklerden iki ila üç kat daha yaygın olan, daha sıklıkla 20 -40 yaş arasında görülen Multipl Skleroz (MS), dünyada yaklaşık 3 milyon, Türkiye’de ise 35 bin kişiyi etkiliyor. Multipl Sklerozun nedeni tam olarak bilinmese de, bağışıklık sisteminde bir bozukluk sonucunda beyin ve omurilikte plak oluşumu ile ortaya çıkıyor. Hafif semptomlar arasında karıncalanma ve uyuşma bulunsa da şiddetli ataklarda görme kaybı ve felç gibi daha ağır sonuçlara neden olabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak MS hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
10 yaş altı ve 60 yaş üstü nadir olarak görülmektedir
Gençlerin daha çok risk altında olduğunu belirten Uzm. Dr. Özden Yener Çakmak, “Multipl Skleroz (MS) daha sıklıkla genç ve orta yaşta ortaya çıkmaktadır. 10 yaş altı ve 60 yaş üstü nadir olarak görülmektedir. MS’da plakların oluşma nedeni vücudu savunmakla görevli hücrelerin merkezi sinir sistemi hücrelerine ve sinir hücrelerinin etrafında bulunan miyelin kılıfına saldırmasıdır. Beyin ve omuriliğin herhangi bir yerinde plakların ortaya çıkmasıyla tutulan bölgeye ait şikayet ve belirtiler oluşmaktadır. Tutulan bölge hastadan hastaya değişir dolayısıyla her hastanın şikayeti birbirinden farklıdır. Hastalığın nedeni net olarak bilinmese de yapılan farklı araştırmalar daha önce geçirilmiş viral enfeksiyonların, bazı çevresel zararlı maddelerle maruziyetin, beslenme alışkanlıklarının ve D vitamini eksikliğinin MS’e yakalanma riskini artırdığı göstermiştir” dedi.
Her hastada farklılık gösteriyor
MS belirtileri etkilenen sinir sistemi bölgesine göre farklılık gösterdiğini ifade eden Çakmak, “Dolayısıyla belirtilerin şiddeti ve seyri de her hastada farklıdır. Sıklıkla ortaya çıkan belirtiler yorgunluk, bacak ve kollarda kuvvet kaybı, uyuşma, karıncalanma, his kaybı, baş dönmesi ve dengesizlik, çift görme, görme azlığı, konuşma bozukluğu, idrar kaçırma ya da yapamamadır” sözlerine yer verdi.
MS 3 farklı tipte ortaya çıktığını belirten Çakmak sözlerini şöyle sürdürdü: “En sık görülen ve hastaların yaklaşık yüzde 80’ini oluşturan tekrarlayan ve düzelen yani relapsing-remitting MS (RRMS)’dir. İlk ataklarda düzelme kendiliğinden dahi olabilir. Ataklarda genellikle tam düzelme beklenir. İkincil ilerleyici yani sekonder progresif MS (SPMS) ataklar ve iyileşme şeklinde başlasa da bir dönemden sonra ataklar sonrası kalıcı şikayetler ve giderek kötüleşme hali ile devam eder. Primer progresif MS (PPMS) ise başlangıçta atak olmadan en başından itibaren sürekli bir kötüye gidiş ile karakterizedir.”
Yorgunluk önemli belirtilerden
Yorgunluğun hastalığın en sık görülen 3 belirtisinden biri olduğunu açıklayan Çakmak, “Tanı alan hastaların yaklaşık yüzde 70-80’inde yorgunluk önemli bir yakınmadır. Yorgunluk, özellikle günlük efordan bağımsız ve normalden fazla ise mutlaka önemsenmeli ve bazı hastalarda tek başına atak belirtisi olabileceği akılda tutulmalıdır. Multipl skleroz teşhisinde öncelikle beyin ve omurilik görüntülemesi için MRI tüm hastalara yapılmaktadır. Ayrıca tanıda görme ve optik sinir değerlendirilmesi için vizuel uyarılmış potansiyeller (VEP) kullanılmaktadır. Gerekli durumlarda belden alınan beyin omurilik sıvısında (BOS) bakılan özel bazı testlerle tanı desteklenmektedir. MS tedavisi atakları sonlandırmayı hızlandırmaya, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya ve MS şikayetlerini yönetmeye odaklanmaktadır” diye konuştu.
Tedavinin 3 aşaması
Çakmak, MS tedavisinin 3 aşamasını şöyle açıkladı: Atak tedavisi serum içinde yüksek doz 1000 mg metilprednizolon 3-10 gün verilerek yapılmaktadır. Bu tedavi ile hastanın ataklarının daha hızlı ve tam düzelmesi hedeflenmektedir. Koruyucu tedavide çok farklı ilaç seçenekleri yer almaktadır. Bu ilaçlar atakların tekrarlamasını ve yeni plakların oluşmasını engellemek için kullanılır. Interferonlar, glatiramer asetat ilk basamakta yer alan iğne (enjeksiyon) olarak uygulanan ilaçlardır. Dimetil fumarat, teriflunomid ise yine ilk basamakta yer alan ağızdan alınan ilaçlardır. İkinci basamak ilaçlar ise genellikle ilk basamak tedaviyle yeterli yanıt alınamayan hastalarda kullanılmaktadır. Bu grupta sıklıkla kullanılan ilaçlar natalizumab, fingolimod ve okrelizumabdır. Semptomatik tedavide yer alan ilaçlar ise hastada gelişen spastisite, yorgunluk, ağrı, idrar kaçırma, cinsel problemler gibi şikayetlere yönelik verilen ilaçları içine almaktadır.
Dikkat edilmesi gerekenler
Çakmak, MS hastalarının dikkat etmesi gerekenleri de belirtti: “Hastalar aşırı stres ve beden yorgunluğu oluşturan aktiviteler ve işlerden kaçınmalı, düzenli ve sağlıklı beslenmelidir. Sağlıklı beslenme tüm kişiler gibi MS hastalarında da Akdeniz tipi, sebze, meyve ve balıktan zengin, yağ oranı düşük beslenmedir. Alkol ve sigara gibi zararlı maddeler kullanılmamalıdır. Sigara hem hastalığa yatkınlığı artırmakta hem de MS hastalarında kinikte daha hızlı kötüleşmeye sebep olabilmektedir. Hastalar mümkün olduğunca çok hareket etmelidir. Ağır egzersizlerden kaçınılmalı; daha çok günlük açık havada, aşırı güneş ve sıcaktan korunarak yapılan yürüyüşlere yer verilmelidir. MS şikayetlerini artırabilecek olan hamam, sauna gibi sıcak ortamlar yerine ılık su tercih edilmelidir. Ayrıca D vitamini eksikliği kontrol edilmeli, gereği halinde takviye alınmalıdır. Öncelikle D vitamini kaynağı gün ışığı olduğu için hastalar gün ışığı almalıdır. Ancak aşırı sıcaktan kaçınılmalıdır.”
ASAYİŞ
01 Aralık 2024ASAYİŞ
01 Aralık 2024MANŞET
01 Aralık 2024ASAYİŞ
01 Aralık 2024EKONOMİ
01 Aralık 2024ASAYİŞ
01 Aralık 2024ASAYİŞ
01 Aralık 2024