Turizm kenti Antalya’nın deprem tehdidi altında olduğunu açıklayan Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, İzmir depremine benzer büyüklükte bir depremin Antalya’yı tanınmaz hale getireceğini belirtti. Çeltik, Antalya’da deprem olmadan yan yatan çok sayıda bina olduğunu da kaydederek, aynı zamanda büyük bir toplanma alanı sıkıntısı yaşandığını da vurguladı.
İzmir’de cuma günü meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki deprem Ege ve Marmara bölgesinde hissedildi. Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik de çok sayıda can kaybının, yaralanmalarının ve yıkımların yaşandığı deprem ile ilgili açıklamalarda bulundu.
“FAY ZONLARI AĞAÇ DALLARI GİBİDİR”
Depremin, yer kabuğunun kırılması ve çatlaması sonucu meydana geldiğini kaydeden Başkan Çeltik, yeryüzü hareket halindeyken magmadan basınç geldiğini, bu basınçların yukarıya doğru artarak depremlerin oluştuğunu belirtti. Çeltik, “Bu durumu ağaç ve ağacın dalları gibi düşünebiliriz. Depremin ana bir fay zonu olur. Bunun da aynı bir ağaç dallarına benzer şekliyle dalları vardır. Bu dallar yavaştan incelir. Deprem de böyledir” dedi.
“DEPREM OLMAZSA OLMAZDIR”
Depremlerin hayatın olağan akışı olduğuna dikkat çeken Başkan Çeltik, “Deprem olmazsa olmazdır. Yaşam için, insanlık için, doğa için olmazsa olmazlar arasında yer alır. Dünyamız kıtada hareket ediyor. Alttaki kayalar yüzeye çıkıyor. Bu sistemlerden sıcaklık yükseliyor ve insanların konforlu şekilde girebildiği sıcak su kaynakları meydana geliyor. İnsanlara konforlu yaşam sunuyor. Yer altındaki madenler kırılmalarda yükselerek insanlara ulaşabilir hale geliyor. Dağlar, ovalar oluşuyor. Farklı hava akımları oluşuyor. O yüzden depremler olmazsa olmazdır. Bizim bu konuda yapmamız gereken şey; insanlık adına bu depremlere önlemler alarak ayak uydurmak. Onun için zaten jeoloji bilimi vardır. Bizler yer kürenin nasıl hareket edeceği konusunda bilgilere sahibiz. Öngörülerimiz vardır ve bu öngörüler gerçekleşmeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Yetkililerin yer bilimcilerine önem vermesi gerektiğinin altını çizen Çeltik, “İdarecilerin samimiyetle, ön yargılı olmadan yer bilimcilerini dinlemeleri lazım. Bölgelere has bilim kurulu oluşturulmalı ve bu kurulda yer bilimcileri, şehir plancıları, mimarların olması gerekir. Depremden etkilenecek yerlerle alakalı planlama alanı oluşturulmalı. İzmir depremi bize gerçekten çok şey gösterdi. Örneğin İzmir’de küçük bir tsunami odu. Binalar yıkılmadı fakat su bastı. Tam bir felaket. Bu öngörülebilirdir. Eğer yerleşim alanını öngörülen bir alana yapılsaydı tsunamiden etkilenmeyecekti” diye konuştu.
“ANTALYA DEPREM TEHDİDİ VE TEHLİKESİ ALTINDADIR”
Türkiye’nin deprem bölgesi olduğuna dikkat çeken Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, Antalya’nın ‘deprem tehdidi’ altında olduğunu dile getirdi.
‘Üzülerek söylüyorum ki Antalya’da yeterli bilimsel çalışma yok’ diyen Çeltik, sözlerine şöyle devam etti: “Bu konuda bilim insanları desteklenmeli. Bugün karadaki fayları bile tam olarak çözememişken hemen yanımızda Akdeniz gibi bir güzelliğimiz var. Örneğin Akdeniz’den daha az konuşabiliyoruz. Çünkü elimizde yeterli veri yok. Sadece sistematik olan eski çalışmalarımız var. Depremin bıraktığı izler vardır. Biz de yer bilimcileri olarak bu izlere bakarak öngörüde bulunuyoruz fakat çalışma yeterli değil. Olan verilere baktığınızda kayadaki aktif faylar bile yeterince çalışılmamışken, Akdeniz’de yeterli çalışılmamış. Antalya’da geçmişle büyük depremler oldu. Zaman konusunda bir şey söylemiyoruz ama zaman içerisinde kendisini tekrarlayacaktır. Sistematik çalışmalarda şunu yapıyoruz; fayın nerelerde olduğunu tahmin edip kazıyoruz. Kazdığımız zaman fayın ne kadar hareket ettiği konusunda bakıp fikir sahibi oluyoruz. Öngörülerimizde bize çalışmaların Antalya içi yetersiz olduğunu gösteriyor. Antalya deprem tehdidi ve tehlikesi altındadır”
“FİNİKE, KUMLUCA VE DEMRE’DE YERLEŞİM PLANI YANLIŞ”
Antalya’nın kıyı kenti olduğunu ifade eden Başkan Çeltik, bunun hem iyi, hem de kötü tarafları olduğunu sözlerine ekledi.
Kıyı kentlerinin kaliteli topraklar ve tarım arazisi için oldukça uygun olduğunu belirten Çeltik, bu alanlara yerleşim yapılmaması gerektiğini söyledi. Çeltik, “Eğer bu alanlara bina yapılırsa hem tarım arazileri kısıtlanır, hem de bina maliyetleri artar. Aynı zamanda da sağlıksız binalar oluşur. Binaların ovalara değil, dağlara ve yamaçlara yapılması daha sağlıdır. Bahsettiğimiz konuya Finike, Kumluca ve Demre çok iyi örnek. Finike, Kumluca ve Demre’de verimli ovalar var ama arkada dağ varken yerleşim ovalara yapılmış. Kentlere baktığınız zaman acı bir tablo var. Geçmişteki antik kentlere bakıyorsunuz onların zemini sağlam ve yamaçlara yapılan kentler var. Örneğin Korkuteli ve Gazipaşa’da evler yamaca, tarım da ovalarda yapılır. Bu doğru bir yöntemdir” şeklinde konuştu.
“ANTALYA’NIN 6 İLÇESİNDE TAŞ DEVRİ YÖNTEMİYLE BİNA YAPILIYOR”
Çeltik, Antalya’da su seviyesinin yüksek olduğu için deprem etkisinin yüksek olduğunu kaydetti. Antalya’da deprem ile ilgili herhangi bir denetimin olmadığını ifade eden Çeltik, “Denetim olmayınca nasıl bir zeminde inşaatın yapıldığını da bilmiyorsunuz. Ortaya da sağlıksız binalar çıkıyor. Bu konuda belediyelerin görevini yapmasını bekliyoruz. Denize yakın ve zemini kötü olan ilçeler var ve buna rağmen taş devri sistemindeki gibi bina yapılıyor” dedi.
“İZMİR DEPREMİ ANTALYA’DA OLSAYDI FELAKET OLURDU”
Turizm kenti Antalya’da 6 büyüklüğündeki bir depremin yaşanması halinde çok sayıda yıkım meydana gelebileceğini vurgulayan Bayram Ali Çeltik, şu ifadeleri kullandı: “Örneğin 6.3 büyüklüğündeki depreminde yaklaşık 20 binanın yıkılmasıyla kurtulamazdık. Binlerce bina yıkılabilir. Yapı denetim firmaları paralarını almasına rağmen denetim yapmıyor, eğer kaliteli bir denetim olsa bunun önüne geçebiliriz. Antalya’da deprem olmadan yan yatan binalar var. Örnek vermesek gerekirse Doğu garajından, Konyaaltı’na, Antalya’nın birçok bölgesinde deprem olmadan yan yatan binalar maalesef var. Deprem olmadan oturulacak halde olmayan binalar var. Geçmişte hasar verici depremi Antalya görmüş ve görecektir. Zaman veremiyoruz”
Herhangi bir deprem meydana gelmesi durumunda Antalya’nın batısının bu depremden çok etkileneceğini söyleyen Çeltik, “Zemin etütlerinin denetlenmemesi tam bir facia meydana getirir. Örneğin Kumluca Belediyesi’nin yer bilimciyi işe alarak, denetleme yapması lazım. Finike Belediyesi de aynı şeyi yapmalı. Bir yer bilimci, koskoca bir ilçenin kaderini değiştirir. Korkuteli Belediyesi bu konuda oldukça iyi. Denetimlerini sürdürüyor ve kaliteli bina üretiliyor. ” diye konuştu
“ANTALYA’DAKİ FAY HATTI AKTİF DEĞİL FAKAT DİRİ”
Antalya’da deprem ile ilgili iyi çalışılan bir bölgesinin olmadığını kaydeden Çeltik, “Bilim insanlarına destek verilmesini istiyoruz. Antalya dünyanın gözbebeğidir. Aktif bir fay zonumuz yok fakat sismik boşluk dediğimiz kırılmamış ve ne zaman kırılacağı belli olmayan fay hatlarımız var. Aksu-Isparta, Kemer-Korkuteli, Kemer-Döşemealtı, Fethiye-Burdur fay zonu var. Örneğin Fethiye-Burdur fay zonu, Kemer-Döşemealtı fay sistemi Antalya’yı net bir şekilde etkileyecek büyüklüktedir. Aktif değildir ama diri bir faydır. Bunların nasıl davranacağı konusunda yeterli bir çalışma maalesef yok” dedi.
“ANTALYA’DA TOPLANMA ALANI SIKINTISI VAR”
Kentte deprem sonrası kullanılabilecek toplanma alanı ile ilgili de açıklamalarda bulunan Başkan Çeltik, “Konyaaltı’nda yaklaşık 10 dönüm olan toplanma alanına gittik. Deprem toplanma alanı yazıyor ama gidiyorsunuz inşaat var. Bu üzücü olaylardan bir tanesi. Mesela nüfus yoğunluğu fazla ama küçücük bir alan belirlenmiş. Toplanma alanlarının ulaşımı kolay olan bilinen bir yer olması lazım. Toplanma alanları ile ilgili çok komik ve sıra dışı olaylarla karşılaştık. Toplanma alanı sıkıntımız var. Nüfus yoğunluğuna bakınca komik yerler. Deprem toplanma alanlarının sayısı kentimizde çok fazla fakat amacına uygun değil, sadece göstermelik. Örneğin bir yere gidiyorsunuz inşaata başlanmış olduğunu görüyorsunuz. Bir yer var bakıyorsunuz nüfus yoğunluğuna kaldırmıyor, ulaşım sıkıntısı var” sözlerine ekledi.
ASAYİŞ
02 Aralık 2024ASAYİŞ
02 Aralık 2024MANŞET
02 Aralık 2024ASAYİŞ
02 Aralık 2024EKONOMİ
02 Aralık 2024ASAYİŞ
02 Aralık 2024ASAYİŞ
02 Aralık 2024