Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Prof. Dr. Mehmet Karaca, “Menopoz sonrası tek başına östrojen hormonu desteği, yumurtalık kanserini tetikleyen faktörler arasındadır. Yumurtalık kanserinin en önemli özelliği, hiçbir belirti vermeden ilerlemesidir” dedi.

Yumurtalık kanseri, kadınlarda her yaş grubunda ortaya çıkabilen bir kanser türü olsa da, hastalığın görülme sıklığı menopoz sonrası ileri yaşa bağlı olarak artıyor. Erken evrede belirti vermeyen yumurtalık kanseri, tanısı geciktiği için tedavi süreci de uzayabilen bir hastalık olarak biliniyor. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Prof. Dr. Mehmet Karaca, yumurtalık kanserinde modern tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Yumurtalık kanserinin, köken aldığı dokunun türüne bağlı olarak ikiye ayrıldığını ifade eden Karaca, “Hastalığın türü, ortaya çıkma ihtimali ve başlama yaşını değiştirmektedir. Hiç doğum yapmamış olma ve ailede, meme ve yumurtalık kanseri öyküsü olan kişilerin hastalığa yakalanma riski yükselmektedir. Ancak en önemli risk faktörü ileri yaş olarak kabul edilmektedir. Özellikle menopoz sonrası tek başına östrojen hormonu desteği, yumurtalık kanserini tetikleyen faktörler arasındadır” diye konuştu.

 

“YUMURTALIK KANSERİ SİNSİ İLERLEYEBİLİYOR”

Yumurtalık kanserinin en önemli özelliğinin, hiçbir belirti vermeden ilerlemesi olduğuna dikkat çeken Karaca, “Hastalık belirli bir evreye ulaştığında, bu olguların yarıya yakın bölümü jinekolojik muayene sırasında tesadüfen fark edilir. Karında şişlik ve vajinal kanama gibi şikayetler sadece bu hastalığa özgü olmamakla birlikte yumurtalık kanserinin de ilerlediğinin göstergesidir. Yumurtalık kanserine işaret eden belirtiler, iştah kaybı, hızlı bir şekilde tokluk hissedilmesi, şişkinlik, bağırsak alışkanlıklarında değişiklik ve özellikle kabızlığın ortaya çıkması, mesane alışkanlıklarında değişiklik ve sık sık idrara çıkma ihtiyacı, vajinal kanama, kilo kaybı, karında basınç hissi ve şişkinlik, kasıkta dolgunluk veya ağrı uzun süreli hazımsızlık, gaz veya bulantı olarak sıralanabilir” ifadelerini kullandı.

 

“DÜZENLİ MUAYENE YAŞAMSAL ÖNEM TAŞIYOR”

“Yumurtalık kanserinde erken tanı yaşamsal önem taşımaktadır” diyen Karaca, “Düzenli jinekolojik muayene ve kan testleri, hastalığın saptanmasına yardımcı olmaktadır. Vajinal ultrason ile muayenede tespit edilen bir kitlenin, cerrahi müdahale ve biyopsi ile nasıl bir yapıya sahip olduğu saptamaktır. Yumurtalık kanseri evreleri, hastalığın gösterdiği yayılıma göre belirlenir ve tedavi planı da hastalığın evresine göre düzenlemektedir” şeklinde konuştu.

 

“ERKEN EVREDE CERRAHİYE BAŞVURULUYOR”

Karaca, “Erken evrede tanı konulan yumurtalık kanseri tedavisinde, cerrahi ile tümörün tamamen çıkarılarak o bölgenin temizlenmesi hedeflenir. Erken dönem hastalarında sadece cerrahi yeterli olmaktadır. İleri evre yumurtalık kanserinde ise hastalık diğer organlara yayılmışsa önce kemoterapi ile kitlenin küçültülmesi planlanır. Daha sonra uygulanacak cerrahi, küçülen kitlenin çıkarılarak bölgenin temizlenmesi için yapılmaktadır” dedi.