Dünyanın yarısını kadınlar oluşturur, diğer yarısını da kadınlar yetiştirir.
Evet, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyoruz.
Gülerek, eğlenerek, dilek ağaçlarına çaput! pardon, dileklerimizi asarak…
Törenler, merasimler, yemekler, programlar…
“Senede Bir Gün” şarkısını dinlemek kadar kolay mı, 1 günde kadını anlamak, kadını dinlemek, kadını baş tacı etmek, kadına iş vermek, kadına değer vermek.
Düşünüyorum da, yaşadığım ilçedeki siyasi partilerde, kamu kurumlarında, önemli kuruluşlarda; Başkan, müdür olan var mı?
STK’lar hariç.
Bugüne kadar kaç tane kadın kaymakam, vali, emniyet müdürü, falanca dairenin müdürü oldu.
Bırakın bölgeyi, Türkiye’de kaç kişi vardır? Çok az…
Mustafa Kemal Atatürk seçilme hakkını vermese; bakan, milletvekili de olamazdı kadınlarımız.
Cumhuriyet devrimleri ile tanınan sosyal, kültürel, hukuki haklar sayesinde toplumda büyük ölçüde erkeklerle eşit haklara sahip olmuşlar. Olmuşlar da, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini koruyabilen kaç kadın var seçilen bu devirde?
Koltuğa oturdu mu en büyük haksızlığı yine onu seçen hemcinslerine yapıyor.
Hala daha kadın erkek eşitliği arıyoruz?
Hala niye “kadına şiddete hayır” diye bağırıyoruz?
Hala niye çocuklarının önünde anneler öldürülüyor, gözü kaşı patlatılarak sokağa terk ediliyor?
Hala niye karar mercilerinde yer almıyor?
Öyleyse eşitlik sağlanıncaya kadar pozitif ayrımcılığı nasıl sorun olmaktan çıkarabiliriz bunları düşünmek zorundayız.
En büyük kötülüğü, kıskançlık, ego, koltuk sevdası ile hemcinslerimiz yapmıyor mu?
Kadının yönetimde eksik temsili demokrasinin sorunu, kadının evinde ezilmesi de eğitim sorunudur.
İnsan hakları aslında kadın erkek bütün bireyleri kapsamıyor mu?
Eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkı olan doğarken, sahip olduğumuz bu temel haklar ömrümüz boyunca kesintisiz olarak sürer, vazgeçilmez ve hiçbir durumda değiştirilemez.
Ancak zaman zaman yasaların gerektiği gibi uygulanmadığı ve haklarımızı da bu yüzden yeterince koruyamadığımız da ortadadır.
İşte bu uygulamalar yüzünden kadının insan hakları kavramına ihtiyaç duyuyoruz.
-Siz hiç sokak ortasında kadın tarafından katledilen erkek gördünüz mü?
-Siz hiç “Haydi Kızlar Okula” yerine “Bütün Çocuklar Okula” kampanyası gördünüz mü?
-Siz hiç erken ve zorla evlendirme de yaşlı bir kadınla evlendirilen bir oğlan çocuğu gördünüz mü?
Göremezsiniz, çünkü kadının adının bile yok olduğunu savunuyorsunuz. (İstisnalar elbette var ve var olmaya devam edecektir)
Ama biz kadınlar varız, sizi 9 ay karnında taşıyan, büyüten, evlatları için canını bile verecek biz analar, kadınlar varız. Var olmaya da devam edeceğiz. Birlikte sevgiyle.
Daha çok işimiz var.
Sevgi dolu, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştireceğiz.
ASAYİŞ
03 Aralık 2024ASAYİŞ
03 Aralık 2024MANŞET
03 Aralık 2024ASAYİŞ
03 Aralık 2024EKONOMİ
03 Aralık 2024ASAYİŞ
03 Aralık 2024ASAYİŞ
03 Aralık 2024