Eğitim Sen Alanya Şubesi Başkanı Ali Koca, telafi eğitiminin bilimsel olarak planlanmasını isteyerek bunun için gerekli kaynak ayrılmasını talep etti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) planlanmış ve iyi hazırlanmış bir telafi programı olmamasına rağmen varmış gibi yaptığını belirten Koca, “5 Temmuz-31 Ağustos arası için açıklanan etkinlikler telafi programı kapsamında değerlendirilemez. Bunlar yaz tatili içerisinde sınırlı sayıda öğrencinin yararlanacağı yaz etkinlikleri. Bunların telafi eğitimi gibi sunulması gerçek anlamda telafi eğitimi gereksinimini ve telafi eğitimi algısını olumsuz etkiliyor. Dünya telafi eğitimini kapsamlı olarak tartışıyor. Bu konuda bilimsel çalışmalar ve hazırlıklar yapıyor. Ülke parlamentoları konunun öneminden dolayı bu konuda yasal düzenlemeler yapıyor. Telafi eğitimi o kadar önemle tartışılıyor ki, ülkelerin bu konuda ayırdıkları bütçe en önemli tartışma başlıklarından biri haline geldi. Telafi eğitimi, gelinen aşamada, MEB’in değil okulların ve öğretmenlerin sorumluluğu haline geldi. MEB, bu konuda sorumluluk almalı ve yapıyormuş gibi yapmak yerine gerçekten yapmalı. MEB, telafi eğitiminin kendi sorumluluğunda olduğunu unutmamalı. Yapılan protokollerle eğitimi tarikat ve cemaatlere devretmeye çalışan MEB’in bu tutumuna karşı mücadelemiz aralıksız sürüyor. Telafi eğitiminde de türden girişimlerin olmaması gerektiğini hatırlatır, olması durumunda buna karşı etkin mücadele edeceğimizin bilinmesini isteriz” dedi.
“HAK KAYIPLARI GİDERİLMEDİ”
İkinci temel sorunun 21 Haziran-2 Temmuz arası ile ilgili yaşanan bilinmezlik olduğunu aktaran Koca, “MEB’in gönderdiği çeşitli yazılarda ders kesim tarihi olarak 2 Temmuz belirtilmiş olsa da yapılan açıklamalar ve 18 Haziran’da öğrencilerin karnelerin dijital ortamda erişime açılacak olması okullarda soru işaretleri oluşmasına neden oldu. MEB, bu konuda açıklayıcı yazılar yazmak ve düzenleyici kararlar almak yerine sessiz kalarak tartışmanın büyümesine neden oldu. Yaşananlardan MEB yöneticilerinin bilmediği konular olduğu anlaşılan öğretmenlerin ücret onaylarının, görevlendirme öğretmenlerin görev onaylarının ve ücretli öğretmenlerin hizmet sürelerinin 18 Haziran’da sona ereceğini hatırlatmak isteriz. 2 Temmuz tarihine kadar eğitim öğretimin okullarda devam edebilmesi için bu onayların süresinin cuma mesai bitiminden önce uzatılması gerekiyor. MEB’e okullarda İŞKUR aracılığı ile çalışan eğitim emekçileri ile 696 sayılı KHK ile taşerondan kadroya geçirilen geçici işçilerin 15 Haziran’dan itibaren 2 ay ücretsiz izne çıkarıldığını anımsatmak isteriz. Okulların 2 Temmuz’a kadar açık olacak olması ve 5 Temmuz sonrasında başlayacak yaz faaliyetleri dikkate alındığında, İŞKUR ve geçici işçi olarak çalışan eğitim emekçilerinin okullarda olmasının çeşitli sorunlara neden olacağı açık. Arkadaşlarımızın zorunlu izne çıkarılma uygulamasına son verilmeli, yaşadıkları hak kayıpları giderilmeli ve okullarda sorun yaşanmasının önüne geçilmeli Adeta bir sorunlar yumağı haline gelen eğitimde kimsenin, özellikle de MEB’in, yaşananlara gözlerini kapatma hakkı yok. MEB, 2 Temmuz’a kadar yapılacaklarla ilgili ayrıntılı ve açıklayıcı yazılar göndermeli. Görev onaylarının ve sürelerinin uzatılması yapılmalı ve 10 ay çalışıp iki ay ücretsiz izne çıkarılan eğitim emekçilerinin 12 ay çalışması için gerekli düzenleme yapılmalı. Telafi eğitimi bilimsel olarak planlanmalı ve bunun için gerekli kaynak ayrılmalı. Telafi eğitimi MEB’in sorumluluğunda kamu okullarına kamu görevlileri eli ile sürdürülmeli” diye konuştu.
ASAYİŞ
25 Kasım 2024ASAYİŞ
25 Kasım 2024MANŞET
25 Kasım 2024ASAYİŞ
25 Kasım 2024EKONOMİ
25 Kasım 2024ASAYİŞ
25 Kasım 2024ASAYİŞ
25 Kasım 2024