Bugünkü yazıma nereden başlayacağımı inanın bilemiyorum.
Yıllardan beri hayalini kurduğum bir düşüm var.
Bu düş; bir gün içinde sevgi olan, insan odaklı güzel bir şeyleri yazmak.
Sevgi dilinin hakim olduğu güzel bir şeyler….
Övüne övüne bir şiir gibi, mutlu bir gülüş eşliğinde yazsam satır satır, geleceğe umutla bakarak….
“Ülkem iyi yönetiliyor, ülkemin insanları mutlu, sosyal güvencesi var, payına düşeni alıyor” diyebilsem.
Cumhuriyetim ve onun yapı taşları korunuyor, vatan toprakları için yalın ayak, aç susuz, uykusuz, günde bir öğün yağlı un çorbası ile Allahüekber Dağları’nda, Çanakkale’de, İzmir’de, Kahramanmaraş’ta, Gaziantep’te, Afyon’da, Edirne’de Ardahan’da bu cennet ülkeyi istilacı güçlerden arındıran şehitlerimizin kanları yerde kalmadı, kemikleri sızlamadı diyebilsem…
Ümmetçilikten halk olma, özgür birey olma şerefini bizlere miras bırakan, yürekli, adam gibi devlet adamlarının manevi huzuruna çıktığımda utanmasam……
O yüce devlet adamı ki; “……dahili ve harici bedhahların olacak……” demişti kara günleri işaret ederek.
O yüce insanı gün geçtikçe daha iyi anlıyor, O’na olan saygım ve bağlılığım daha da pekişiyor.
Utanıyorum, bu sahte suratlardan, utanıyorum bu arsız hayasızlardan.
Utanıyorum, O’nun kurduğu okullarda ilim, fen öğrenerek bu günlere gelenlerin hainliklerinden.
“Çıkarın kravatlarınızı, elbiselerinizi, cilalı potinlerinizi.
Giyin cüppelerinizi, sarıklarınızı.
Ödeyin bu ülkenin size verdiklerini.
İnin o kul hakkı, adalet dağıtılan koltuklardan, kirletmeyin oraları” diye bir haykırsam.
Ülkemde açılıkla boğuşan, hastane kapılarında sürünerek şifa arayan milyonlarca insanımız var.
Üniversite mezunu gençlerimizin yüzde 40’ı işsiz.
Tarım ve hayvancılık can çekişiyor.
Milli değerlerimiz tüccar zihniyeti ile yok pahasına sözüm ona satılıyor.
Her kademede usulsüzlük, yasa dışılık, liyakatsizlik aleni yapılıyor.
Minicik çocuklarımıza tecavüz ediliyor, kadınlarımız sokak ortasında öldürülüyor.
Evine ekmek götüremediği için intihar eden babalar, dağılan aileler ve geride kalan kimsesiz çocuklarımız var…
Bulundukları koltukları kaybetmeme uğruna bölük pörçük hiçbir varlık gösteremeyen ve buna rağmen hazineden yüklü miktarlarda yardım alan siyasi partilerimiz var…
Rekabete dayanmayan ve denetimden tamamen yoksun kara düzen bir piyasa ekonomisi.
Bu tablo içerisinde umutsuzluğa düşürülmüş ve kaderine terk edilmiş kocaman bir ulus.
Zevk-i safa içerisinde saltanat süren bir avuç imtiyazlı gurup…
Dilerim bir gün iyi bir şeyler yazarım,
Hem de çok iyi bir şeyler…
Saygılarımla.
ASAYİŞ
15 Kasım 2024ASAYİŞ
15 Kasım 2024MANŞET
15 Kasım 2024ASAYİŞ
15 Kasım 2024EKONOMİ
15 Kasım 2024ASAYİŞ
15 Kasım 2024ASAYİŞ
15 Kasım 2024