Alanya Müftüsü Dr. İhsan İlhan Kurban Bayramı öncesi Hz. Peygamber ve ölüler adına kurban kesmek konusunda vatandaşları uyardı.
İşte Müftü İlhan’ın açıklamasında değindiği konular: “Kurban Bayramı’nın arefe günlerinde önemli bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Özellikle kurban kesimiyle ilgili toplumda çok yaygınlaşan ve insanların aldatılmasına, kandırılmasına vesile kılınan bir husus olan Hz. Peygambere kurban kesmek. İbadetler Allah’ın emrettiği ve Hz. Peygamberin öğrettiği ve gösterdiği şekilde olur. O açıdan bizim dini literatürümüzde, fıkıh kitaplarımızda, dört mezhebin bütün kaynaklarında “Hz. Peygambere kurban kesmek” diye bir ibadet yoktur. Ne yazık ki bu; son 10-15 yıl içerisinde FETÖ kaynaklı bir anlayışla, milletin kurbanlarına göz dikenler, böyle manevi bir değeri kullanarak Hz. Peygambere kurban değil, Hz. Peygamberi kurban etme anlayışı içerisinde bir kurban icat ettiler.
“HZ. PEYGAMBER ADINA KURBAN KESME DİYE BİR İBADET YOKTUR”
Bizim peygambere olan kurbanlığımız O’na uymaktır. O’nun sünnetine tabi olmaktır. Ve her türlü bidat’ten, hurafelerden ve uydurmalardan sakınmaktır. O nedenle kurban ibadetinde hiçbir eksiklik, hiçbir boşluk yoktur. Normal bir ilmihal kitabını açtığınızda bile kurban ibadetinin vucubiyetini, sünnet oluşunu veya mezhepler bakımından hükmünü, yerine getirilişini hatta derisini bile nasıl vereceğimizi, nasıl tasadduk edeceğimizi, etinin taksimine kadar her şey açıklanmıştır. Ama ne yazık ki kurban üzerinden piyasa oluşturanlar, kurban üzerinden milleti sömürenler yeni bir ibadet oluşturdular, icat ettiler, bidat ortaya koydular. Hz. Peygamber adına kurban kesmek. Bunun dinde yeri olmadığı gibi aynı zamanda birkaç kişi bir araya gelerek mülkiyeti kime ait olmadığı bir hisseye girilmekte ve böylece kurban hisseleri bozulmakta, yok edilmekte onları ibadet manasından çıkarıp adeta Allah korusun et mesabesine getirecek tehlikelere girilmektedir. O nedenle asla Hz. Peygamber adına kurban kesme diye bir ibadet olmadığını bilmelisiniz.
“İBADETLER ALLAH’IN EMRETTİĞİ HZ. PEYGAMBERİN ÖĞRETTİĞİ ŞEKİLDE YAPILIR”
Bu tip yalan ve iğvalara, aldatmalara asla aldanmayacaksınız. İbadetleri yerine getirmek; Allah’ın koyduğu ölçüler itibariyle yaşayan, hür, akıllı ve baliğ Müslümanların yapması gereken dinen de zengin sayılanların yapması geren bir ibadettir. İbadetleri yaşayanlar yerine getirir. İbadetler de Allah’ın emrettiği Hz. Peygamberin bize öğrettiği şekilde yapılır. Bu konuyla ilgili farklı kaynakları, farklı rivayetleri istismar ederek onları delil getirerek özellikle Hz. Ali’den gelen bir takım rivayetleri delil getirerek sizi aldatabilirler.
“BİZE DÜŞEN SİZLERİ UYARMAKTIR”
Alanya Müftüsü olarak, bu konuda dini sorumluluğu olan ve yükümlü olan bir kardeşiniz olarak sizleri bu anlamda tekrar uyarıyorum. Kesinlikle Hz. Peygamber adına kurban kesmeyin! Kendi aileniz adına, bir çocuğunuz adına kurbanınızı kesin. Ve kestiğiniz kurbanda Rabbinizin rızasını kazanmayı, Rabbinizin rızasını elde etmeyi hedef edinin. İhlas ve samimiyetten asla ayrılmayın. Allah’a sizi yaklaştıracak olan, takvanızın bilincinde ve şuurunda olduğunuz zaman, ibadetlerinizi yalnız Allah için yapma bilinciyle hareket ettiğiniz zaman Allah katında ibadetleriniz makbul olacaktır. Unutmayalım dini esaslar ve dini hakikatlerde Kur’an ve sünnetin dışına çıkılırsa bidat hurafe olur. Bidat ve hurafeler de dalalet olur. Her delalet de ateştir.
“SÖMÜRÜLEBİLİRSİNİZ, İSTİSMAR EDİLEBİLİRSİNİZ”
Değerli Kardeşlerim! O nedenle birinci kalem olarak söylüyorum; Peygamber adına kesilen kurban anlayışlarından uzak olacaksınız. Bu tip propagandalara ve taleplere karşı kapalı olacaksınız, aldanmayacaksınız. Bize düşen uyarmaktır. Ses vermek, kulak vermek ve dinlemek size aittir. Tercih sizin. Sömürülebilirsiniz, istismar edilebilirsiniz. 15 Temmuz’dan önce de bunlar konuşulduğu zaman kabul etmeyen Müslümanlar kurbanlarının ne kadar boşuna olduğunu sonradan anladılar ama iş işten geçmiştir. Başımıza taş düşmeden önce hakikatleri kabul edelim. Başımıza taş düştükten sonra, olaylar her şeyiyle ortaya çıktıktan sonra kabul etsek ne kabul etmesek ne.
ÖLÜYE KURBAN KESİLİR Mİ?
Kur’an-ı Kerim ve ibadetler diriler içindir. Vasiyeti olmayan bir kişi için kurban kesme zorunluluğumuz yoktur. Her ne kadar bazı içtihatlarda ölüye kesilen kurbanın sevabı ulaşır denilse de asıl olan; “ibadetler diriler içindir.” Eğer kendiniz için fazla kurban kestiyseniz ve fazladan kurban kesecekseniz; eşiniz için kesin, eşinize kestiyseniz ve yine daha fazla kesmek istiyorsunuz çocuğunuz için kesin. Unutmayın anneniz ve babanız rahmeti rahmana kavuşmuşlar ise sizin bütün iyiliklerinizden nasipdar olacaklardır. Çünkü amel defterini açık bırakan hususlardan birisi de salih ve hayırlı evlattır. Hayırlı evladın her ibadetinden anne ve baba nasipdardır. Çünkü evlat anne ve babanın ürünüdür. O nedenle aslolan dirilerin yapması gereken ibadeti diriler için yapmaktır. Ölülere daima hayır ve hasenat yapmaktır. Hatta ölüler için fakir ve fukaranın duasını almaktır. Yine kurban mı kesmek mi istiyorsun? Fazla bir kurban mı tasadduk etmek istiyorsunuz? Mahallenizdeki bir fakirin evine gidin, zilini çalın, ziyaret edin ve selamınızı verin ve “bu sene bayramda size bir kurban kesmek istiyorum, lütfen kabul eder misiniz?” deyip gönlünü alın. Böylece dirileri sevindirin.
“BU DİN ÖLÜLERİN DİNİ DEĞİL; BU DİN DİRİLERİN DİNİ’DİR”
Değerli Kardeşlerim! Ölülerle yaşamayın! Bu din ölülerin dini değil; bu din dirilerin dini. Öldükten sonra dünyadaki yaşadıklarımızla hesaba çekileceğiz. Arkadan tutulan ışık bize fayda vermez. Önümüzden ışığımızı göndereceğiz. Ölmeden önce iyiliklerimizi göndereceğiz. Ölmeden önce takdim ettiysek, ne gönderdiysek onu bulacağız. O nedenle bu iki uyarı noktasında siz değerli kardeşlerimi uyarmak istedim. Yalan yanlış bilgilerle sizi aldatmak isteyenler şimdiye kadar oldu ve olacaktır. Lütfen sesimizi dinleyin ve kulak verin. Bu söylediklerimi kendim için söylemiyorum. Sizler sömürülmeyesiniz, istismar edilmeyesiniz, kandırılmayasınız diye konuşuyorum. Unutmayın her şey ilimledir. Cahil insanların peşinden giderek, bir takım süslü lafların etrafına kapılarak cennet vaadiyle gittiğiniz insanlar mutlaka sizi yarı yolda bırakacaklardır.
“DİNİN TEBLİĞİNDE HİÇBİR ÜCRET YOKTUR”
Dinin tebliğinde hiçbir ücret yoktur. Her şey Allah’ın rızası içindir. Ve bende sizlere bir kardeşiniz olarak, Allah’ın rızasını elde etmede dini sorumluluğumu, vazifemi ifa etmede bu uyarıları yapmayı kendime bir görev biliyorum. Tekrar ediyorum anlatmak, uyarmak bizden; tutmak sizdendir. Ben vazifemi yaptım gerisi de size aittir.”
ASAYİŞ
16 Kasım 2024ASAYİŞ
16 Kasım 2024MANŞET
16 Kasım 2024ASAYİŞ
16 Kasım 2024EKONOMİ
16 Kasım 2024ASAYİŞ
16 Kasım 2024ASAYİŞ
16 Kasım 2024