Alanya’nın Sultan Alaaddin Keykubat tarafından fethinin 800. yıl dönümü kutlamaları, Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen lansman ile başladı. Coşkulu anlara sahne olan törende konuşan Başkan Yücel, “Bu şehir bizim, bu coşku bizim, bu gurur bizim” dedi.
Sultan Alaaddin Keykubat’ın Alanya’yı fethinin 800. yıldönümü kutlamaları şerefine tertiplenen etkinlikler, Atatürk Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen lansman ile başladı. COVID-19 tedbirleri kapsamında katılımın kısıtlı olduğu lansmana Antalya Vali Yardımcısı Nurettin Ateş, Alanya Kaymakamı Fatih Ürkmezer, Alanya Cumhuriyet Başsavcısı Celal Tekin, Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörü Ekrem Kalan, Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi Rektörü Ali Ekrem Özkul, Milliyetçi Hareket Partisi Antalya İl Başkanı Hilmi Durgun, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Alanya Emniyet Müdürü Alper Avcı, Garnizon Komutanı Yarbay Burak Mindivanlı, Alanyaspor Kulüp Başkanı Hasan Çavuşoğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Antalya eski Milletvekili Hüseyin Yıldız ve Gazipaşa, Sarıveliler, Güneyyurt, Göktepe, Kazancı Belediye Başkanları ile kurum müdürleri, oda ve dernek başkanları ile çok sayıda tarihçi ve eğitimci katıldı.
Lansman öncesi çeşitli sahne performansları sergilenirken, ünlü Türk Opera Sanatçısı ve Tenor Hakan Aysev de katılımcılara konser verdi. Performansların ardından programın açılış konuşmasını Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel gerçekleştirdi. Başkan Yücel katılımcıları; “Bizi, bir araya getiren 8 asrın ve gelecek asırların kahramanları, İki Denizin Sultanı, Ulu Hakan, Sultan Alaaddin Keykubat’ın başkentine, hoşgörünün şehrine, sabrın, merhametin, şefkatin, doğruluğun, sır tutmanın, cömertliğin, sadakatin, rabbine şükredenlerin şehrine, 800 yıldır güven ve huzurun hüküm sürdüğü, özgürlüğün kanatları altındaki, Alanya’mıza hoş geldiniz. Sizleri, asırlardır tüm görkemiyle dimdik ayakta duran; Süleymaniye Cami’yle, Alanya Kalesi’yle, Tersane’yle, Kızıl Kule’yle, Syedra Antik Kentiyle, Alara Kalesi’yle, Mescidlerimiz, evliyalarımız, yatırlarımızla, toprak altında yatan manevi hazinelerimizle, Sultan Alaaddin Keykubat ve onun kutlu ordusuyla, Kadim şehir Alanya’nın tüm güzellikleriyle, Selamlıyorum” sözleriyle karşıladı.
“1221 yılından bugüne Alanya’nın Fethi’nin 800. yılını kutluyoruz” diyen Başkan Yücel, “Fethimiz mübarek olsun. İstedik ki, bu yıl çok farklı bir kutlama programı yapalım. Dünyayı, başta sağlık olmak üzere sosyal ve ekonomik olarak etkileyen, milyonlarca insanın ölümüne neden olan pandemi dolayısıyla üzücü ve zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte, geleceğin belirsizliğinde kaybolmaktansa, hep birlikte geçmişin sağlam köklerine tutunarak, güçlenelim istedik. İnanıyorum ki, fetih coşkusuyla karamsarlığı bir kenara bırakıp, yüzyıllardan akarak bizlere taşınan efsuni dinginlikte huzur bulacağız. Birlik ve beraberlik içinde geleceğe daha umutla bakacağız” diye konuştu.
Başkan Yücel, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Bugün, özgürlüğün kanatları altında bir fethi, bir milleti, bir ulusu ve 8 asırlık destansı bir tarihi anlatmak için buradayız. Bir destan ki; azimle, kararlılıkla, Alanya Kalesi surlarına dayananların destanı, hemen vazgeçmeyenlerin, sabırla netice almayı bekleyenlerin, fethettiği topraklarda yaşayanlara merhametle yaklaşanların, onlara cömertçe davrananların, cesur insanların destanı. Sır tutmayı bilenlerin, Rabbine şükretmekten hiçbir zaman vazgeçmeyenlerin, doğruluktan ayrılmayanların, birbirlerine, ulusuna ve milletine sadık olanların, destanı bu. Biz Türklerin destanı.
Bu şanlı fetih destanını bir yıl boyunca çeşitli etkinlik ve programlarla kutlayacağız. Alanya’yı fetheden Sultan Alaaddin Keykubat ve ecdadımızı hayır ve dualarla anacağız. Bu şehri Türklükle, Müslümanlıkla, ezanla, iyilik ve güzelliklerle buluşturan karaların ve denizlerin sultanı Alaaddin Keykubat’tır. Biz, Alanya’yı, Türk-İslam Medeniyeti ile tanıştıran, yoğuran, bizlere bu eşsiz mirası bırakan Alaaddin Keykubat’tan ve o güzel ordudan razıyız. Allah da onlardan razı olsun.
Sultan Alaaddin Keykubat, denge ve savunma siyasetini çok iyi bilen deha bir devlet adamı ve komutandı. Alanya’yı kuşatmış, 2 ay süresiyle kararlılıkla beklemiş, bölge halkını ikna ederek, hiç kan dökmeden engin hoşgörüsüyle Alanya’yı topraklarına katmıştır. Fetihten sonra hiç kimsenin dini inançlarına karışmamış, geniş bir özgürlük tanımış, halkına refah ve zengin bir yaşam sunmuştur. Türkiye ve dünya literatürünün en ünlü Selçuklu Sultanı unvanına sahip olan 1. Alaaddin Keykubat’ın esas gayesi, denizlere de hakim olarak Selçuklu Devletini bir dünya devleti yapmaktı.
Bu nedenle; Alanya’nın fethi, sıradan bir kıyı kentinin Selçuklu topraklarına katılması değildir. Alanya’nın fethi, Ortaçağ siyasi tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. Alanya’nın fethiyle, Sultanlığın gücü Akdeniz’e yayılmış, askeri ve siyasi bakımdan stratejik öneme sahip bir liman kenti elde edilmiştir. Selçuklu Devleti’nin Akdeniz sahillerindeki sınırları, Silifke’ye kadar uzanmıştır. Alaaddin Keykubat, rüyalarında kendisine ilham olunan Alanya’yı fetih ettikten sonra verdiği ilk emirle, beylerini toplayıp, camilerden ezanlar yankılansın istemiştir. Sonrasında bir ferman çıkartarak, tüm ressam, sanatkar, usta ve mimarlara, saray ve medrese yapılması emrini vermiştir. Büyük bir yapılaşma hamlesi başlatan Keykubat, ortaya koyduğu sayısız eserlerle Alanya’yı, Türk- İslam medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri yapmıştır.
Konya Kalesi büyüklüğünde yapılmasını istediği surlar, döneminin ilk ve tek örneği olan Kızıl Kule, deniz ticaretini geliştirmek için inşa ettiği Tersane, Alaaddin Keykubat’ın vizyonunu, ileri görüşlülüğünü, ferasetini ortaya koyan en önemli Selçuklu yapıtlarıdır. Sultan Alaaddin Keykubat, tersaneyi inşa ederek, burada büyük gemiler yaptırmış ve çok güçlü bir donanma kurmuştur. Alâiye’yi mamur bir Selçuklu limanı haline getirmiş, bölge ticaretindeki konumunu son derece güçlendirmiştir. Çağın çok ilerisinde büyük işlere ve başarılara imza atmıştır.
Ulu Sultan, Alanya’ya çok değer vermiş, burada evlenmiş, elçilerini burada ağırlamış ve ömrünün sonuna kadar Alanya’yı kışlık başkent olarak kullanmaya devam etmiştir. Türk Milleti olarak şanlı tarihimizde Alanya’nın fethi gibi nice fetihlerle adımızı dünya tarihine yazdırmışızdır. Bizim yolumuz; Anadolu’nun kapılarını Malazgirt’te Türkler’e açan Sultan Alparslan’ın yoludur. Bizim yolumuz; kurduğu küçük bir beylikten, dünyaya hakim olan Büyük Osmanlı Devletini var eden Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin yoludur. Bizim yolumuz; Peygamberimizin ‘İstanbul mutlaka fetih edilecektir. Onu fetih eden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur’ methine mazhar olmak için 21 yaşında İstanbul’u fetheden, çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet’in yoludur. İşgal altındaki bir ülkeyi, Kuvayi Milliye ruhuyla düşmanlardan arındırıp, Türkiye Cumhuriyetini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur. Bizim yolumuz, Yusuf Has Hacip’in, Şeyh Edebali’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Ahmet Yesevi’nin, Hacı Bayram Veli’nin, Ak Şemseddin’in, Yunus Emre’nin, Mevlana’nın yoludur.
Ötüken’den Orta Asya’ya, Orta Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan tüm dünyaya yayılan, büyük devletler kuran, hüküm sürdüğü tüm coğrafyalarda kültür, sanat, mimari ve bilimde eşsiz eserler ortaya koyan, Turan ülküsünü ve İslam Medeniyetini kıtalara hakim kılan, bugün yolumuzu aydınlatacak anlayış ve manevi değerleri bizlere miras bırakan, atalarımıza, ecdadımıza hepimizin çok büyük bir vefa borcu var. Artık bizim için en büyük fetih Keykubat’ın mirasına sahip çıkmak, onu yaşamak ve yaşatmaktır. Bizim için fetih geçmişin kazanımlarıyla, geleceği yeniden inşa etmektir.
Alanya Kalesi, Surlar, İç Kale Saray Kompleksi, Ehmedek, Arap Evliyası, Tersane, Kızıl Kule, Süleymaniye Cami, Denizci Mescidi, Tophane, Akşebe Mescidi, Arasta, Bedesten, hanlar, hamamlar, sarnıçlar, Kızlar Pınarı Han ve çeşmesi, Sedre Av Köşkü, Hasbahçe Köşkü, Gülevşen Av Köşkü, Hacı Baba, Alarahan, Şarapsahan, Alara Kalesi Selçuklu’dan günümüze tüm ihtişamı ile varlığını sürdüren eserlerdir. Alanya’nın değerine değer katan bu kültür hazinelerini koruyup gelecek nesillere aktarmak gayesiyle birçok tarihi yapıyı restore ederek şehrimizin belleğine kazandırdık. Şehrimizdeki tarihi Alanya evlerini bir bir ayağa kaldırdık. Bedesten, Sedre Av Köşkü, Alanya Yemek Müzesi ve Oba Medresesi’nin onarımını yaptık. Fetih programı kapsamında inşallah açılışlarını gerçekleştireceğiz.
Selçuklular’ın kentimizdeki en önemli başyapıtı olan Alanya Kalesi’nin Unesco Dünya Kültür Mirası Listesine girmesi için çalışmalarımız sürmektedir. Kalemizin ziyaretçi sayısı teleferik projemizi hayata geçirdikten sonra 4 kat artmıştır. Yürüyüş güzergahları ve yaya yolları projemizle, ziyaretçilerin kalenin her noktasını yürüyerek keşfetmeleri sağlanmıştır. Birçok ödül ile onurlandığımız restorasyon çalışmalarını büyük bir hızla sürdüreceğiz. Keykubat’ın fethine nail olmuş, Selçuklu’ya başkentlik yapmış, bu kadim kentin, güzel insanlarına hizmette bulunmak bizim için kutsal bir vazife, büyük bir onur ve gururdur. En büyük gayemiz; Onlardan aldığımız sancağı daha yükseklerde dalgalandırmaktır.
Geleceğin mimarı gençlerimize, ecdadımızı unutturmamak, yüce değerlerimizi, vatan ve millet sevdasını aşılamak, ‘onları kökleri mazide bir atiye’ en iyi şekilde hazırlamak, en büyük hedefimizdir. Yarının büyük ve güçlü Türkiye’sini oluşturacak nesillerimiz için fetih; ilimdir, irfandır, fendir, bilimdir, sanattır, ileri teknolojidir. Gençler; bu yolda muhtaç olduğunuz kudret; damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur. Alanya, geçmişteki gibi barışın, huzurun ve güvenin başkenti olmaya devam etmektedir.
Farklı din ve dilden, 100’ün üzerinde milletten yaklaşık 31 bin yerleşik yabancıyla hoşgörüyle, birlik ve beraberlik içinde yaşamaktayız. 334 bine yakın nüfusuyla 24 ili geride bırakan Alanya, artık il olmayı çoktan hak etmiştir. 2023 vizyonuyla, Alanya’nın vilayet olacağına inancımız tamdır.
Kadim Kent Alanya, Ömrümü hizmetine adadığım Alanya, tarihin en büyük tanığı olan, tüm caddelerine, tüm sokaklarına, tüm mahallelerine, kadirşinas insanlarına aşkla hizmet etmeye devam edeceğiz. Çalışmaktan, üretmekten, gönülleri fetih etmekten vazgeçmeyeceğiz. 1 yıl boyunca yapacağımız Alanya’nın fethi programlarımıza destek ve katkı sunan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Türk dünyasının hamisi Genel Başkanım Sayın Devlet Bahçeli’ye, Alanya’mızın gururu Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’na, Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a, Antalya Valimiz Sayın Ersin Yazıcı’ya, Antalya Milletvekillerimize, Alanya Kaymakamımız Sayın Fatih Ürkmezer’e, rektörlerimize, üniversitelerimize, kamu kurum ve kuruluşlarına, siyasi il ve ilçe başkanlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve emek veren herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sözlerime bu duygularla son verirken; Büyük Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubatı, ecdadımızı, atalarımızı, şehitlerimizi, rahmetle, şükranla, minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Birliğimizin, beraberliğimizin, dirliğimizin daim olması dileklerimle.”
Başkan Yücel’in ardından Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektörü Ekrem Kalan da günün anlam ve önemine binaen konuşma gerçekleştirdi. Rektör Kalan, “Fethin 800. yılı artık Alanya’nın bir Türk-İslam yurdu hale geldiğinin en güzel kanıtı. Bugün Alanya, Sultan Alaaddin Keykubat ve onun aziz askerlerinin bize bırakmış olduğu bu kıymetli mirastır. Alaaddin Keykubat’la ilgili malumunuz Antalya fatihi birinci Gıyasettin Keyhüsrev‘in oğlu olup tahta geçmesinin hemen ardından ilk gözünü diktiği yer olan yerdir. O dönemdeki adıyla Kalonoros, onun için çok önemlidir.
Alanya’nın fethinden hemen sonra da şehri kendi ismini nispetle Alaiye adıyla bir Türk-İslam şehri olarak yeniden tesis etmiştir Sultan Alaaddin Keykubat’ın adını verdiği üç yer vardır Türkiye’de. Bunlardan bir tanesi hemen yakın komşumuz Konya’da Beyşehir‘de bulunan Kubadabad Sarayı, bir diğeri Kayseri’deki Keykubad Sarayıdır. Bir şehri ilk ve son kez adını vermiştir Alaiye demiştir ve bu şekilde Kalonoros adı Alaiye olarak cumhuriyete kadar devam etmiştir. Ayrıca, Alanya’nın şehir olması bu kadar hazirunu bir arada bulmuşken söylemekten imtina edemeyeceğim bir konu. 1864 Vilayet Nizamnamesine kadar Alaiye bir sancaktır. Dolayısıyla Antalya ile aynı statüdedir. Selçuklu’nun kışlık başkenti, Osmanlı döneminde bir şehirdir. 1864’te önce Konya’ya, 1868’de Antalya’ya bağlanıyor ve bu yapılırken de Akseki, İbradı, Gündoğmuş, Selenti adıyla bilinen Gazipaşa ve Manavgat, Alanya’dan ayrılmıştır. Dolayısıyla Alanya’nın il olması verilecek herhangi bir ödül değildir. Diğer yerleşim yerlerini kastetmiyorum ancak Alanya’nın il olması, bir hakkın teslimidir” ifadelerine konuşmasında yer verdi.
ASAYİŞ
15 Kasım 2024ASAYİŞ
15 Kasım 2024MANŞET
15 Kasım 2024ASAYİŞ
15 Kasım 2024EKONOMİ
15 Kasım 2024ASAYİŞ
15 Kasım 2024ASAYİŞ
15 Kasım 2024