15 Temmuz 2016 gecesi milli iradeyi ve demokrasiyi hedef alan hain darbe girişiminin dördüncü yıl dönümünde Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü düzenlediği çeşitli etkinliklerle andı.
İlk olarak ALKÜ Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) Meslek Yüksekokulu (MYO) Öğr. Gör. Serdar Aslan’ın organizesinde Eğitim Fakültesi Konferans Salonu Fuaye Alanında 15 Temmuz temalı fotoğraf sergisi düzenlendi. 15 Temmuz gecesinde Türk Milleti’nin gösterdiği birlik ve beraberlik ruhunun karelendiği 30 fotoğraf ziyaretçiler için sergilendi. Açılışını ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdoğan Aslan’ın gerçekleştirdiği serginin ardından ALKÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Öztürk’ün sunumuyla “15 Temmuz Darbe Girişimi Örneğinde Darbeler Antropolojisi ve Demokrasi Kültürü” konulu konferans düzenlendi. Eğitim Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erdoğan Aslan’ın yanı sıra dekanlar, daire başkanları, akademisyenler ve idari personel katıldı. Covid-19 pandemisi tedbirlerinin alındığı etkinliklerde katılımcılar tarafından maske ve sosyal mesafe kurallarına uyulmasına dikkat edildi.
Konferansta, her darbenin kendine özgü karakteristiğinin yanı sıra belli ölçüde antropolojik kotlara sahip sosyo-politik kaynakları ve eğilimleri olduğunu dile getiren Doç. Dr. Ali Öztürk, “Bu yüzden bu kodların çözülerek darbelerle etkin, çok yönlü mücadelenin, doğal demokratikleşme yöntemlerine uygun olarak sosyal bilinç, kurumsal uygulama imkanları, yasal denetim, eğitim programları gibi faktörlerle doğrudan desteklenmesi gerekmektedir. Zira 15 Temmuz darbe girişimine milletimizin verdiği takdire şayan cevap ile Türkiye’de askeri darbelerin toplumsal onay alma dönemi tamamen kapanmıştır” dedi.
“TÜM DÜNYAYA İSPAT ETTİ”
Oluşan demokratik ruhu kurumsal tedbirlerle taçlandırmak gerektiğini ifade eden Öztürk, darbelerin oluşmasına imkan veren, teknik, sembolik, ideolojik ve kültürel motivasyonların gözden geçirilmesinin elzem olduğunu söyledi. Öztürk konuşmasında “Bununla birlikte kurumlarımızı zedelemeden ama prensipte ve uygulamada, darbe ve benzeri çabaları engelleyecek denetim mekanizmalarının kurulması, böyle girişimler söz konusu olduğunda da her bir bireyden kurumsal kimliğe kadar yasal ve uygulamaya dönük önlemlerin şimdiden belirlenmesi ve yasal güvenceye kavuşturulması gerekmektedir. Nitekim milletimiz demokrasiyi içselleştirmiş olduğunu tüm dünyaya ispat etmiştir. Kurumlarımız da bu kutlu sözleşmeye özgü olarak kendini yeniden inşa etmek zorundadır. Zira demokratik toplumlarda kurumların, milletin sözü ve sözleşmesine uygun olarak, tüm toplumsal kesimleri kapsayacak şekilde yapılandırılması en doğal beklentidir” diye konuştu.
DARBELER ANTROPOLOJİSİNDEN BAHSEDİLDİ
Konuşmasında darbeler antropolojisinden de bahseden Ali Öztürk, “Darbe olgusunun sınırlarını ve tarihini belirlemek çok kolay değildir. Geçmişte de bugünü çağrıştıran birçok kalkışmadan bahsedebiliriz. Bununla birlikte darbe olgusu modern dönemde daha anlaşılır kodlara kavuşmuştur. Bu bağlamda da Afrika başta olmak üzere, Latin Amerika ve Asya kıtasında darbe girişimlerinin çok fazla olması bir tesadüf değildir. Zira sömürge olgusu, kargaşa, dış müdahalelere açık hale getirilme vb. faktörler toplumsal sözleşmeleri ve mümkün yaygın temsiliyeti zedelemek üzere birçok yol dener. Bu yollardan en etkili olanlardan birisi de askeri darbelerdir” dedi.
ASAYİŞ
27 Kasım 2024ASAYİŞ
27 Kasım 2024MANŞET
27 Kasım 2024ASAYİŞ
27 Kasım 2024EKONOMİ
27 Kasım 2024ASAYİŞ
27 Kasım 2024ASAYİŞ
27 Kasım 2024