0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Almanya’nın aldığı son seyahat kararları çok sayıda bilinmezi de beraberinde getirdi, Türkiye’nin durumunun ne olacağı muallak. Almanya Başbakanı Angela Merkel, eyalet başbakanlarıyla yaptığı toplantıda koronavirüse karşı yeni tedbirler aldı. Alınan tedbirler seyahat sektörünü ve dolayısıyla Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor.

5 GÜN KARANTİNA KARARI

Alınan kararlara göre, 1 Ekim’den itibaren ‘riskli ülke’ olarak sınıflanan ülkelerden dönenler, ellerinde negatif testleri olsa dahi 5 gün karantinada kalacak. Beşinci günün sonunda yapılacak testi negatif çıkanlar karantinadan kurtulacak. Test yaptırmayanlar ise 14 gün karantinada kalacak. Yolcular, test ücretini kendileri ödeyecek, yaşadıkları iş kaybı ile ilgili herhangi bir hak iddia edemeyecek. Almanya’nın aldığı yeni kararların Türkiye’yi nasıl etkileyeceği ise muamma. Turizm bölgeleri Antalya, İzmir, Muğla ve Aydın’a dönük seyahat uyarısını kaldıran Almanya, bir yandan da Türkiye’yi riskli ülkeler kategorisinde tutmaya devam ediyor. Almanya’da faaliyet gösteren Türk turizmciler, alınan son kararların bilinmezlerle dolu olduğuna dikkat çekiyor. Örneğin 1 Ekim’den sonra turizm bölgelerinden dönenlerin karantinaya girip girmeyeceği belli değil. Bir kısım turizmci, Türkiye’deki 4 şehre dönük seyahat uyarısı kaldırılsa da, buraların riskli bölge olarak sınıflandırıldığını, dolayısıyla kararın turizm şehirlerini de kapsayacağı görüşünde. Böyle bir durumda Türkiye’nin sadece ekim ayını değil, eylül ayını da kaybedeceğine dikkat çeken turizmciler, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın olaya müdahil olması gerektiği görüşünde. Almanya 1 Ekim’den itibaren seyahatten dönenler için dijital bir kayıt sistemini hayata geçirmeyi planlıyor. Ancak turizmci Önder Sancarbarlaz, böyle bir uygulamanın ekim ayına kadar hayata geçirilmesinin zor olduğuna dikkat çekiyor. Almanya’daki federal devlet yapısına ve hukuk sistemine dikkat çeken Sancarbarlaz, ‘’Böyle bir karar eyaletler, federal hükümet ve belediyelerin onayıyla alınabilir. Bu konuda uyuşmazlık yaşanacağı aşikar. Ayrıca insanların özgürlüklerini kısıtlayıcı tedbirlere karşı davalar da açılacak ve süreç uzayacaktır. Dolayısıyla böyle bir uygulamanın ekim ayına yetişmesi neredeyse imkansız” dedi.