DOLAR 34,4465 0.3%
EURO 36,3182 0.04%
ALTIN 2.989,715,57
BITCOIN 3089035-1.36931%
Antalya
17°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

‘Antalya’da 40 bin bina risk altında’

‘Antalya’da 40 bin bina risk altında’

ABONE OL
11:37 - 4 Mart 2022 11:37
‘Antalya’da 40 bin bina risk altında’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Akdeniz Üniversitesi Deprem Uygulamaları Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) iş birliği ile 1-7 Mart Deprem Haftası etkinlikleri kapsamında Antalya Deprem Çalıştayı düzenlendi. Antalya’daki deprem riskinin de ele alındığını çalıştayda konuşan Deprem Uygulamaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ramazan Özçelik, “2000 yılından önce yapılan binaların büyük bir kısmını riskli olarak görüyoruz ve bunların acilen dönüşmesi gerekiyor. Antalya’da 40 bin binanın dönüşmesi ya da güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.

Afet bilincinin oluşmasına katkı sağlamak amacıyla Akdeniz Üniversitesi Deprem Uygulamaları Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) iş birliği ile Antalya Deprem Çalıştayı düzenlendi. Akdeniz Üniversitesi Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştayın açılış törenine Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Konyaaltı Kaymakamı Kamil Köten, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Gülbin Arıcı, Prof. Dr. Cengiz Toker, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Cem Oğuz, Antalya Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Osman Sert, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Özen, Deprem Uygulamaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ramazan Özçelik, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Çalıştay, depremi ve etkilerini anlatan bir video sunumu ile başladı.

“Bu konuyu gündemde tutmak zorundayız”

Deprem haftası dolayısıyla bu önemli doğa olayını gündemde tutup gelecekte neler yapılabileceğini belirlemek adına yapılan bu çalışmayı çok önemsediğini belirten Antalya Valisi Ersin Yazıcı, deprem videosundaki görüntülerin kendisini Düzce depremine götürdüğünü ve duygusallaştığını ifade etti. Vali Yazıcı, kendisinin de Düzceli olduğunu, 1999 depreminin Düzce’de de şiddetli hissedildiğini ve bu depremde yakınlarından kayıplar verdiğini söyledi. Depremin bir doğa olayı olduğunu ve engellemenin mümkün olmadığını dile getiren Vali Yazıcı, “Deprem öldürmüyor aslında. Biz insanlar başkalarının ölümüne sebebiyet veriyoruz. İşçi olarak, mühendis olarak, usta olarak, yönetici olarak biz sebebiyet veriyoruz. Yaptığımız hatalar canları bize bir bedel olarak karşımıza sunuyor. Bu sebeple bu konuyu her zaman gündemde tutmak zorundayız. Bu bilinci oluşturmak zorundayız” dedi.

“Görevimiz bu olayların bir daha yaşanmaması”

Afet sonrası müdahalede iyi bir duruma gelindiğini söyleyen Vali Yazıcı, “Şükürler olsun AFAD Teşkilatımız gelişti, Kızılay’ımız güçlendi. Diğer kurum ve kuruluşlar ile afet sonrasında daha seri ve hızlıyız. Şuan AFAD teşkilatında dünyada hangi cihazlar varsa kullanılıyor. Ancak bize düşen bu olayların bir daha yaşanmaması. Japonya’daki gibi çok yoğun depremlerde bile ölen insan ve yıkılan bina olmuyor. Bu duruma gelmek durumundayız. Başta belediyelerimiz olmak üzere bu işe başlamak durumundayız. Geri durursak, bahanelere sığınırsak insanlığa olan görevimizi yerine getirmemiş oluruz. Biz sorumlu kişileriz, özellikle üniversitelerimizin bilimsel çalışmalarla, gençlerimizi bilinçlendirme konusunda da özel gayret sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

“Deprem Türkiye’nin öncelikli konularından biri

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, deprem konusunda farkındalığın artmasına katkı sağlamak, mücadele konusunda koordinasyonun sağlanması, bilimsel araştırmalara yön vermek amacıyla Antalya Deprem Çalıştayı’nın düzenlendiğini söyledi. Rektör Özkan, “Ben depremin Türkiye’nin en öncelikli konularından biri olduğunu düşünüyorum. Çünkü milyonlarca insanın hayatını ve ülke ekonomisini tehdit eden, adeta hayatın durmasına neden olan ve önceden önleme olanağı bugünkü teknoloji ile hala mümkün olmayan bir afetten bahsediyoruz. Deprem ne yazık ki ülkemizin acı bir gerçeği. Ülkemizin bulunduğu coğrafyada son 6 yüzyılda 7 ve üstü şiddetinde 23 deprem yaşandı ve bu felaketlerde 10 binlerce insan yaşamını yitirdi. Bize düşen ülkemizin deprem kuşağında yer aldığını unutmamak, gerekli hazırlığı yapmaktır. Ancak bu şekilde depremin vereceği zararı asgari seviyeye çekebiliriz” şeklinde konuştu.

“Depremle mücadele ortak akılla mümkündür”

Üç adımda afet riskini azaltacak tedbirleri özetleyen Rektör Özkan, “Gerekli önlemleri alarak depreme öncesinden hazır olmalıyız, deprem anında nasıl davranılması gerektiği konusunda halkı bilinçlendirmeliyiz ve deprem sonrası için yol haritamızı netleştirmeliyiz. Bu mücadele ancak merkezi yönetimin, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve özel sektörün iş birliği ve ortak akıl ile mümkündür. Çalıştayımızın bu koordinasyona katkı sağlayacağına, paydaşların bilgi paylaşımı için uygun bir iklim sunacağına inanıyorum. Üniversite olarak bu koordinasyonun bir örneğine Büyükşehir Belediyemiz ile imza attık. Şehrimizin acil afet toplanma alanı olarak da hizmet verecek olan katlı otoparkın temeli atıldı. Tamamlandığında şehrimiz için önemli bir ihtiyacı karşılayacak” ifadelerini kullandı.

“Çalıştay, deprem farkındalığına katkı sağlayacak”
Afetlere karşı yeterli hazırlığı yapmamış olmanın bedelini tarihim

izde birçok kez çok ağır şekilde ödendiğini söyleyen Rektör Özkan, “Bu konuda çok acı tecrübelere sahibiz. Buna karşın geldiğimiz noktada ise büyük dramların yaşandığı depremlerden ders çıkarma ve eksikliklerimizi saptama konusunda gelişim gösterdiğimizi de söylememiz gerekiyor. Tam donanımlı uzman kurtarma ekiplerimizin olması, binalarda inşaat kalitesinin yükselten deprem yönetmeliğinin çıkması, yapı denetim sisteminin kurulması yaşadığımız acı tecrübelerden çıkardığımız derslerin sonucudur. Kurumsal yapılanmalar ve yasal düzenlemelerde ulaştığımız seviyeyi toplumun afete hazır olması konusunda da yakalamalıyız. Çalıştayımızın deprem farkındalığına da katkı sağlamasını diliyorum” açıklamalarında bulundu.

“Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz”

Halkın deprem ile yaşamayı öğrenmesi gerektiğini söyleyen Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Cem Oğuz da, “Deprem konusunda öncelikle mevcut yapı stoku iyileştirilerek, güçlendirilerek depreme hazır hale getirilmesi sağlanmalıdır. Yeni üretilecek yapıların mühendislik hizmetleri alarak etkin bir denetimle üretimlerini sağlamalıyız” dedi. Oğuz, 1999 depreminden sonra denetim mekanizmasında çeşitli değişiklikler yapılarak iyi bir yapı denetim sisteminin oluşturulduğunu söyledi. Antalya’nın ikinci derece deprem bölgesi olduğunu söyleyen Antalya Genç İş İnsanları Derneği Başkanı Osman Sert ise, yurtdışında depremle yaşamaya alışmış ülkelere bakıldığı zaman 8 şiddetinde deprem yaşayan Japonya’nın Tokyo kentinde can kaybı olmadığını gördüklerini belirterek Antalya’nın da el birliği ile bu başarıyı yakalayabileceğini belirtti.

“Antalya’da 40 bin bina risk altında”

Türkiye’nin nüfusunun büyük bir bölümünün deprem bölgelerinde yaşadığını söyleyen Deprem Uygulamaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ramazan Özçelik, “Antalya’nın batı ilçeleri de ciddi bir deprem tehlikesi ile karşı karşıya. Antalya’da birinci derece deprem bölgesinde 270 bin kişi yaşıyor. İkinci derece deprem bölgesinde ise 1 milyon 600 bin kişi yaşıyor. Antalya’da yaklaşık iki milyon kişi deprem tehlikesiyle karşı karşıya. Bunun için önlem alınması şart. 2000 yılından önce yapılan binaların büyük bir kısmını riskli olarak görüyoruz ve bunların acilen dönüşmesi gerekiyor. Antalya’da 40 bin binanın dönüşmesi ya da güçlendirilmesi gerekiyor” dedi. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay ilk oturumla devam etti. 3-4 Mart 2022 tarihlerinde düzenlenen çalıştayın ikinci günü de çeşitli oturumlarda alanında uzman katılımcıların sunumlarıyla devam etti.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
Özkaya Sigorta


HIZLI YORUM YAP