Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Ümmühan Deniz’in küçük yaşlarda keşfettiği yeteneği gelir kapısı oldu. Eğirdiği ipler ile dokuma, ahşap oymacılık ile hayvan heykelleri, kaşık ve kestiği kargıları ile sepet ören Deniz, günün sonunda yorgunluğunu bağlama çalarak atıyor.
Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Deniztepesi köyünde yaşayan 55 yaşındaki Ümmühan Deniz’in küçük yaşlarda keşfettiği yeteneği gelir kapısı oldu. El sanatları ile uğraşan Deniz, tamamen bilek gücüyle yaptığı kilim, paspas, sicim, çanta ve oymacılık ile tahta kaşık ve hayvan figürlerinin yanı sıra kargıdan ördüğü sepetleri satıp, aile ekonomisine katkı sağlıyor. Deniz, azim olduktan sonra sıcak bir yuva olur diyerek, evinin tuğlalarını bile kendisinin ördüğünü söyledi.
Küçük yaşlardan beri el sanatları ve dokumacılıkla uğraştığını söyleyen Ümmühan Deniz, “Çocukluğumdan beri el sanatlarıyla ve dokumacılıkla uğraşıyorum. Heybe, paspas, kilim gibi her türlü şeyden dokuyorum. Bunun yanında oymacılık yapıyorum, sicim ve çanta dokuyorum. Bir gelirimiz ya da sosyal güvencemiz yok. İşte bunları satabilirsem satıyorum, satamazsam çalışıyorum. Yani çocukluğumdan beri uğraşıyorum” dedi.
Bu işe çocukken yaptığı fil heykeliyle başladığını söyleyen Deniz, “Çok küçükken her nesneye ilgi duyardım. Gördüğüm her şeyi ben bunun aynısını yaparım derdim. Küçüklüğümde ilk yaptığım fil heykeliydi. Çamurdan yaptım, burnuna ve ayaklarına tel koydum. Babamın yaptığı sobaya koydum sertleşsin, çamur hemen kırılmasın diye. Aldım okula götürdüm öğretmenime göstermek için. Öğretmenim görünce şok oldu. Benim yaptığım çamurdan heykelin etrafında dönerek sürekli baktı. Kendi yeteneğimi o zaman keşfettim. Ondan sonra ağaçları keserle keserek, oyarak, matkapla delerek, takıştırarak yapmaya başladım. O günden bugüne küçüklüğümden beri ilgim devam ediyor. En zor olan ahşaptan kuşlar yapmak. Zor yani, ağır bir iş, ahşap işi olduğu için. Herhangi bir makinem yok. Tamamen el işi yani, bilek gücüyle yapıyorum” diye konuştu.
Yaşadığı evi kendisinin yaptığını belirten Deniz, “Bağlamayı ben küçükken babam da çalardı. Ben de elime aldığım zaman çalıverecek gibi olurdum. O kadar imreniyordum ve içimden geliyordu. Ondan sonra uzun sap bağlama çalmayı öğrendim. Şölenlere gidiyorum. Komşularım her zaman beni takdir ediyor. Nazar boncuğu takın, sana nazar değer diyorlar. Evimi kendim yaptım. Tuğlalarını kendim ördüm. Çok uğraştım bitirene kadar. O yüzden çok mutluyum. İnsanın, kendi evini kendi yapması çok güzel bir şey. Allah herkese bir ev nasip etsin İnşallah” şeklinde konuştu.
Ümmühan Deniz’in oğlu Özgür Deniz ise annesinden öğrendiği el işlerini satıp ihtiyaç sahiplerine dağıtmak istediğini belirterek, “Annemin yaptığı bu işlerden gurur duyuyorum. Hatta ben de bazı şeyleri annemden öğreniyorum. Tahtadan kuş yapmayı, saz çalmayı, türkü söylemeyi, hayvan bakıcılığını ve bahçe işlerini öğreniyorum. İleride ben de tahtadan oyuncak yapıp satmak ve ihtiyaç sahiplerine dağıtmak istiyorum. Ahşap evler yapmak istiyorum sokak hayvanları için. Bu işlerle uğraşırken vakit, dışarda oyun oynamaktan daha güzel geçiyor. Annem mesela tahtadan kuş yapıyor. Ben de dışarda tahtadan ev yapmaya çalışıyorum. Annemle bu işi yapmak ise zevkli oluyor. Ona yardımcı olduğum zaman mutlu oluyorum” ifadelerini kullandı.
ASAYİŞ
19 Kasım 2024ASAYİŞ
19 Kasım 2024MANŞET
19 Kasım 2024ASAYİŞ
19 Kasım 2024EKONOMİ
19 Kasım 2024ASAYİŞ
19 Kasım 2024ASAYİŞ
19 Kasım 2024