Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Merkez Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek yaşatmanın ancak Atatürk’ün antiemperyalist ideolojisinden ayrılmama ve aydınlanma devrimlerini korumakla olanaklı olduğu ifade edildi.
ADD Genel Merkez Yönetim Kurulu, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından başlatılan devrimler döneminin ilk adımının saltanatın kaldırılması olduğunu belirtti. Yönetim kurulu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Bu kutlu devrimin üzerinden 99 yıl geçmesine karşın saltanatı diriltme ham hayali kimi şaşkınlarca halâ sürdürülebiliyor. Son yıllarda “Yeni Osmanlıcılık” adıyla ortalığa dökülen kadim laik cumhuriyet karşıtlarının Atatürk düşmanlıklarının temelinde yatan nedenlerden biri de bu. Atatürk düşmanları ulusal Kurtuluş Savaşı’nı zoraki kabulleniyor, sonrasını – devrimler dönemini – reddediyor. Bu nedenle Mustafa Kemal diyor, ama zorda kaldıkları dönemler dışında, bir türlü Atatürk diyemiyor. Yazık ki güya Cumhuriyetçi bazı aymazlar da, 1 Kasım 1922 tarihli bu büyük devrimin önem ve anlamını yeterince kavrayamıyor, gerektiği gibi savunamıyorlar. Atatürk ve Gazi Meclis 1 Kasım 1922 tarihli bu Devrim Yasası ile ne Kurtuluş Savaşı boyunca yaşadıkları Sultan Vahdettin ve avenesinin affedilmez ihanetleri nedeniyle bir intikam ve hesaplaşma içine girme, ne de ulusun geçmişle bağını koparma amacı güttü. Saltanatın kaldırılması Mudanya Mütarekesi sonrasında, emperyalistler, saray ve İstanbul Hükümeti’nin somut ve çok tehlikeli hamleleri sonucu alınan zorunlu bir karar. Mudanya Mütarekesi ile masa başında da yenilgiye uğrayan 1. Dünya Savaşı’nın galip ülkeleri, Lozan’da yapılacak barış konferansına İstanbul Hükümeti’nden de delege istemişler, Sadrazam Tevfik Paşa da Padişah’ın onayı ile bu konuda Ankara ile yazışmalara başladı. Emperyalist ülkelerin bu çağrı ile yaratmak istedikleri iki başlılık, galip Ankara’nın gücünü kırma amaçları ve Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’un aldığı teslimiyetçi tutum göz önüne alınarak 30 Ekim 1922 günü TBMM konuyu görüşmeye açtı. Yine bu günlerde Keçiören’deki Refet Paşa’nın bağ evinde Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Ali Fuat Paşa ve Refet Paşa arasında yapılan, Kazım Karabekir’in de telgraf başında katıldığı ve sabaha kadar süren toplantıda, en yakın arkadaşlarının yaptığı konuşmalar, saltanat yanlısı tutumları ve o bağ evinde Atatürk’e kurulmak istenen tuzak tarihimizin az bilinen sayfalarından biri. Ne üzücüdür ki, şimdilerde Atatürk’ün bu devrimci ve kararlı tutumu, devrimi yenilgiye uğratarak laik cumhuriyeti teokratik devlete dönüştürmek için emperyalist teşviklerle sahaya sürülen “Yeni Osmanlıcı” hadsizlere karşı gösterilmek şurada dursun, bu tarihi konuşma savunulmuyor, gözlerden kaçırılıyor, adeta unutturulmak isteniyor. Şehitlerimizin emaneti Türkiye Cumhuriyeti’ni laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olarak sonsuza dek yaşatmanın ancak, Atatürk’ün antiemperyalist – tam bağımsızlıkçı – halkçı – devrimci ideolojisinden (Kemalizm) ayrılmamak ve aydınlanma devrimlerini korumakla olanaklı olduğu hiç unutulmamalı. Emperyalizm ve faşizmle uzlaşılmaz, tepeleyene kadar savaşılır. ADD bu devrimci tutumu sürdürmeye kararlıdır.”
ASAYİŞ
19 Kasım 2024ASAYİŞ
19 Kasım 2024MANŞET
19 Kasım 2024ASAYİŞ
19 Kasım 2024EKONOMİ
19 Kasım 2024ASAYİŞ
19 Kasım 2024ASAYİŞ
19 Kasım 2024