DOLAR 34,3191 -0.35%
EURO 36,1538 -0.39%
ALTIN 2.989,715,57
BITCOIN 3092815-1.27159%
Antalya
17°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Mehmet Can Karagöz

Mehmet Can Karagöz

18 Eylül 2020 Cuma

    İDEALİST GÖRÜNÜMLÜ KOMİSYONCULUK

    İDEALİST GÖRÜNÜMLÜ KOMİSYONCULUK
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Koronavirüs günlerinde, pek çok şeyden kaybımız olsa da, ciddi bir kazanç elde ettiğimiz bir konu oldu: Zaman.

    Gerçekten de düşünmek ve değerlendirmek için aradığımızdan çok daha fazla zamana sahibiz.

    Böyle zamanlarda da genellikle bir işin sonuçları ve uç noktalarından ziyade, temeli ve çıkış noktalarını düşünmeye başlıyoruz.

    Örneğin, Koronavirüs sonrasında politika kaldığı yerden devam edecek. Peki bu dönem yeniden başladığında neleri değiştirmeliyiz, neyi gözden geçirmeliyiz? Politikacılar yönünden en temel sorunlarımız nelerdir?

    İşte bu konuda daha önce de konuşulan bazı fikirleri değerlendirelim istedik.

    *

    Yazı başlığına baktığımızda hangi konudan bahsettiğimizi anlamak kolay değil, hak veriyorum. Hatta politika ile komisyonculuk bağlantısı da nereden çıktı denilebilir. O yüzden öncelikle buna ilişkin birkaç bilgi vermekte fayda var.

    Denilmektedir ki, idealistler, insanlık için yeni bir çıkış noktası ve kendilerine özgü bir dünya görüşüne sahiptirler. Siyaseti de bu görüşleri doğrultusunda şekillendirmeye özen gösterirler.

    Komisyoncular ise herhangi bir ideal barındırmazlar, yalnızca farklı çıkarlar arasında arabuluculuk yaparlar, sağlanan uzlaşmadan da komisyon alırlar. Bu komisyonun maddi bir karşılığı olabileceği gibi daha çok itibar veya oy desteği gibi manevi bir karşılığı da olabilir.

    Bu ayrıma baktığımızda her iki grup politikacıyı da eleştirebiliriz. Denilebilir ki, idealistler kendilerini tek bir görüşe saplamışlardır, hiçbir şekilde uzlaşmazlar, değişmeyi veya taviz vermeyi düşünmezler. Haksız bile olsa partizandırlar. Hatta daha popülist yaklaşıp, “Efendim, bunlar halktan kopuktur, elittir, sadece düşünürler ama icraat yapmazlar” da diyebiliriz.

    Diğer yandan da komisyoncular hakkında toplumun gelişmesinde hiçbir etken rol oynamazlar, kendilerini üst makama getirmek için etliye sütlüye karışmadan, doğru – yanlış ayırt etmeden kendilerine gelen istekleri yerine getirmeye çalışırlar diyebiliriz.

    *

    Peki sizce, Alanya ölçeğine baktığımızda idealist – komisyoncu politikacıların oranı kaçtır?

    Bu soruya köşemizde yanıt vermeye niyetli değilim. Burada amacımız peşinen karar vermek değil, okuyucularımızla birlikte düşünüp doğru tespiti sizlere bırakmaktır.

    Tahmin ediyorum ki, bir çoğumuz hangi politikacının idealist, hangisinin komisyoncu yaklaşımla hareket ettiğini zaten biliyordur.

    Beyin fırtınasını sizlere bırakmakla birlikte, konu üzerinde endişe duyduğumuz bir noktadan bahsedip, konuyu şimdilik noktalamak isteriz. İşte yazı başlığı da burada devreye giriyor: İdealist görünümlü komisyonculuk.

    *

    Evet gerçekten de, politikacıların bir yandan toplumu ileriye götürecek sistemli fikirleri, diğer yandan da taraflar arasında girişken, sorun çözücü, idare edici yapıya sahip olması gerekir.

    Bununla birlikte idealist görünümlü komisyoncular her iki özelliği de karşılayamayan bir grup olmaktadır.

    Öyledir ki, bu grup, fazla bilgi sahibi olmamakla birlikte, internetten veya birkaç kitaptan ya da en basitinden birkaç sohbetten edindiği bilgileri kendisine kesin doğru sayar. Bu yönüyle idealist bir görüntü çizmekle birlikte, hiçbir şekilde karşıt görüşle bir araya gelmez veya basınla bu yönde ilişkiye girmez. Çünkü o zaman bekleneni karşılayamayacağını iyi bilmektedir.

    Bununla birlikte “her şeyi iyi biliyorum” cesaretiyle komisyonculuk siyaseti yapmaktan da geri durmaz. Yaptığı işleri basmakalıp, tekrar eden birkaç sözle ifade eder, “herkesle iyi anlaşıyorum” derken, siyasi rakiplerine de yan gözle bakmaktan geri durmaz.

    İşte bana göre, en tehlikeli politikacı grubu budur. Bir politikacı gerçek anlamda idealist veya komisyoncu ise en azından kendisi ve kendisinden beklenti içinde bulunan halk kitleleri durumun farkındadır ve aralarında samimi bir ilişki kurulabilir. Oysa idealist görünümlü komisyoncularda bu mümkün müdür?

    Son soruyla yazımızı tamamlayalım: Bu bahsettiklerimize göre, sizce Alanya’da cesaretle kendisini idealist görünümlü komisyoncu olarak tanımlayacak politikacı var mıdır, yoksa bu konuda kafalarını kuma gömmeyi mi tercih edeceklerdir?

    Hepinize saygılarımı sunuyorum.