DOLAR 34,4692 -0.04%
EURO 36,4321 -0.4%
ALTIN 2.914,03-0,20
BITCOIN 32198091.23509%
Antalya
19°

PARÇALI AZ BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

Şerefnur Kayhan

Şerefnur Kayhan

30 Kasım 2021 Salı

    4 EKİM HAYVAN HAKLARI GÜNÜ

    4 EKİM HAYVAN HAKLARI GÜNÜ
    1

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    4 Ekim, ‘Hayvanları Koruma Günü’ olarak bilinir ve diğer özel günler gibi 365 günün bir gününde anılır. 364 gün konuşulanlar unutulur. Kanun, hayvanların bulunduğu her yerde beslenmesini hükme bağlamıştır. Her insan her yerde sahipsiz hayvanların önüne yemek, su koyabilir, besleyebilir. Dolayısıyla sahipsiz kedi, köpeğe bahçeli alanlarda mama ve su vermek, doyurmak ve barındırmak yasal haktır. (31 Mayıs 2021)

    Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Hayvanları Koruma Kanunu’na göre kamusal-özel ayrımı olmaksızın sokaklar, parklar, site ve apartman bahçeleri sokak hayvanlarının yaşam ortamlarıdır. Yeni düzenleme çıkmasa bile, şu anda yaşam ortamları ve canlılar kanunen güvence altında.

    Site, apartman, resmi ve özel kurum görevlilerinin kedi ve köpeklerin yerini değiştirmesi, başka yerlere götürmesi, toplanması yanında, belediyeye “kedi ve köpekleri toplayın” diye telefon etmek yasa ihlalidir. Sahipsiz bir hayvanı sokaktan, site ya da apartman bahçesinden atmak suçtur.

    Tüm hayvanseverler ivedilikle hayvanlara “mal değil” can statüsü vererek meclisten yasa çıkarılmasını bekliyor. 5199 Hayvanları Koruma Kanunu, sahipsiz hayvanların yaşam haklarını yasal güvence altına almıştır.

    Kanunun 3. maddesine göre, sokaklar, parklar, hayvansal doğal gücü ve yetenekleri ile görebildikleri özel ve kamuya ait ayrımı olmadan, ağaçlı yeşil bahçeler ve tüm açık alanlar dahil olmak üzere her yer yaşama ortamlarıdır. Kanunun 4/d maddesi “Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insani ve vicdani sorumluluklarla sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen ve bu kanunda öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esastır” diyerek duyurma faaliyetlerinin hayvanseverlerin yasal hakkı ve görevi olduğunu işaret etmiştir.

    Kanunun uygulayıcısı olan Orman ve Su İşleri Müdürlüğü, özel alan veya kamu alanı olarak ayırmadan, hayvanın yaşam alanı olarak seçtiği bölge (mahal veya kamuya açık olan her neresi ise) orada yaşamak bakımı ve kötü muameleden uzak tutulması için gerekli önlemleri almalıdır. Kısacası, site görevlisi, kurum müdürü, yaşam hakları belirtilen yerlerdeki her kim var ise onları atamaz, başka bir yere götüremez, toplayamaz. Bu yasa ihlalidir. Beslemek yasal haktır. Kimse karışamaz, tehdit edemez. Sahipsiz hayvanlara zarar verilmesi halinde 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca idari para cezası uygulanması için ilgili valilik, kaymakamlık, belediye ve Orman Su İşleri bölge ve şube müdürlüklerine resmi müracaatta bulunarak şikayet yolu açıktır.

    Yazacak çok şey var ama yazımın uzunluğu okuma zorluğu olanlara eziyet olduğu için kısa kesmek gerekiyor. Şimdi biraz da madalyonun diğer yüzünden bahsetmek istiyorum. Nasıl hayvanların hakları var ise insanların da bazı hakları var. İhtiyaçlarınızı evinizde nasıl gideriyorsunuz? Tuvaletiniz geldiği zaman halınızın üzerine mi yapıyorsunuz? Sokaklarda da buna dikkat etmek zorundayız. Köpeğinizin işemesine, kakasını kaldırıma, sokağın ortasına yapmasına nasıl izin veriyorsunuz?

    Gördüğüm kadarıyla yurtdışı gezilerinde insanlar poşet ve eldiven taşıyor ve ihtiyacını gideren köpeğin kakasını sokağın ortasında ya da kaldırımın ortasında bırakmıyor. Alıp poşete koyuyor. Uygun yerlere koyulan çöp kutularına atıyorlar.

    Şimdi diyeceksiniz ki, “Biz önümüzde çöp kutusu var iken izmariti bile mazgala atmayı seviyoruz.” Tamam o zaman. Size diyeceklerim, “sadece gidin halınızın ortasına sı.ın o zaman. (affınıza sığınarak)

    Şimdi diyeceksiniz ki, “Öyle çöp kutuları mı var atalım?”

    Sanki olanları düzgün kullanıyoruz da!…

    Birçok yerde su ve mama koyulan özel aparatların halini görüyoruz.

    İzmarit, pet şişe, naylon torba ile dolu.

    Yapılan her şeyin ne için yapıldığını, bilgisini, kullanmasını öğrenmeden.