Bizler evde kalmaktan, evde vakit geçiremediğimizden, gezip tozamadığımızdan, iki günlük dışarı çıkma yasağından, berbere gidemediğimizden sıkılıyoruz ya!

Bir de aşağıda paylaştığım Faik Sarıoğlu hocamızın yazdıklarını okuyalım mı?

Belki biraz şükretmesini, evde kalmayı, dışarı çıkmamayı önemseriz.

***

Yıllarca dövüldük, öldürüldük.

Sağlıkta Şiddet Yasası’nı iktidarın oyları ile daha geçen hafta mecliste geri çevirdik.

Halen zorunlu hizmet yapan sivil tek yüksek öğretim mensubuyuz.

Terörle mücadelede bile cephenin hemen gerisindeyiz.

Bu olaydan sonra kıymetimiz bilindi dedik. Riyakar tavırlarla alkışladık.

Covid-19 nöbeti tutan arkadaşlarımız kaldıkları İstanbul’daki bir otelden kovuldu. Oturduğumuz apartman sakinleri “mikrop taşıyorsunuz” diye apartman kapılarına yazılar yazdılar. Türkiye’de değil İskoçya’da bir hemşire alışveriş için gittiği merkezden ağlayarak döndü. Market yağmalanmış, bir şey bulamamış.

Birçok arkadaşımız nöbet sonrası alışveriş torbalarını evlerinin kapılarına koyarken fotoğraf çekip ayrılıyor, camlardan kapılardan ailesi ile görüşüyor, sarılamıyor, öpüyor, ağlıyor.

Kendi hayatını hiçe sayan hekim eşinin ve çocuklarının hayatını riske edemiyor, evinde kalamıyor.

Güzel şeyler olmadı mı, oldu.

Birçok hayat kurtardık, onların evlerine dönmeleri bizleri mutlu etti.

Biz yaşadık, yaşıyoruz, siz de okuyun seyredin.

Fotoğraflarda meslektaşlarımızın maske takmaktan yara olan yüzlerini görün, gözlerine bakın.

Sahi ne görüyorsunuz?

EVDE KAL SAĞLIKLA KAL