Alanya’ da yeni ses, yeni haberlerle aramıza katılan Büyük Alanya (Kutay Media) şahsımın da düşüncelerini kaleme almam teklifi gelince biraz düşünmedim değil.
Beni tanıyanlar bilir; pek yüreğimde saklayamam düşüncelerimi hemen dilime ulaşıp yazıvermek de var dedim işte bu yüzden şimdiden sürç-i lisan edersek af ola.
Bugün; çevre ile ilgili biraz sitemkâr birazda kaybettiğimiz çevre duyarlılığı üzerine sohbet edelim istedim.
Çevre denildiği zaman şuna buna denir diye başlamayacağım sıkıldım artık klasikleşmiş söylemlerden.
Aslında bunları hepimiz biliyoruz da sıkıntı, uygulamada başarısız olmamız..
Her canlının yaşam koşullarına saygı göstermeden bilinçsizce yaşamaya devam ediyoruz.
Nereye kadar sürecek diye düşünmek bile içler acısı.
Belki de doğa intikamını almaya başladığı, evlerimizin, iş yerlerimizin, sokakların sel bastığı, belki de sık sık kesilen elektriklerin nelerden kaynaklandığı, dört mevsimi yaşayamadığımız iklim değişiklilerinin yaşandığı şu anki zaman olabilir mi hiç düşündünüz mü?
Canlıların içinde en akıllısı insanlar olmasına rağmen; yaşamı doğayla bütünleştiremeyen insanların çoğunlukta olması bazı sorumluluklarını unutması yaşamı zorlaştırıyor.
Şimdi hadi canım öyle şey mi olurmuş diyenleri duyar gibiyim.
Evet oluyor.
Ormanların yanması, ağaçların kesilmesi, dere yataklarının kurutup binaların kondurulması, dağ tepe demeden rant için talan edilmesi, denizlerimizin, akarsularımızın hoyratça kirletilmesi, düzensiz şehirleşmeler bu değişikliklere sebep değil mi?
Çevre sorunları, sağlığımız ve yaşadığımız dünya ile ilgili bir konudur.
Doğanın bize armağanı olan bu renklerin olmadığı zaman nasıl yaşayacağımızı hiç düşündünüz mü?