8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tüm kadınlar yine bir araya geldik, kutladık.

Kadın erkek ayrımcılığının olduğu yaşamımızda hangi haklar için kutluyoruz, ben bunu halen anlamış değilim.

Yıllar önce Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gün üstelik, emekçi kadınların haklarını elde etmek için başlattıkları bir grev.

Hak arama günü bu tanımda farkındalık yaratma günü.

Halbuki Cumhuriyet döneminde en önemli adım 17 şubat 1926 kabul edilen “Medeni Kanun” ile Türk kadını yasalar önünde mutlak biçimde erkekle eşit hale getirilmedi mi?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk bize bu hakları sağlamadı mı?

Öyleyse biz, bize verilen haklarımızın uygulanması konusunda farkındalık yaratalım.

365 günün 1 gününde samimiyetsiz ve aynı düzende yapılan gün değil, 365 günün her günü bize sunulanın hakkımız olduğunun mücadelesini niye veremiyoruz?

Kadınlarımızın dövüldüğü, öldürüldüğü, çalışma hayatında ‘kadındır’ diye aşağılandığı, yürüyüşlerinde bile şiddetin uygulandığı, özgürce güvenle dolaşamadığı ve her olayda baş karakterin kadın olduğu bir ortamda neyi kutluyoruz.

Ülkemizde cinsiyet rolleri, kız ve erkek arasında doğum anından itibaren hiyerarşik (makamların, astlık ve üstlük düzeni, aşama gözetilerek yapılan sınıflama) bir ilişki kurar ve toplumsal hayattaki eşitsizliğinin temelini oluşturmaz mı?

Toplumda bu düzeni bozan, kanunları hiçe sayan, boyun eğen yine bizler değil miyiz?

Öyleyse hastalığı doğru teşhis etmek varken, tedavi için gerekli adımları atmamız gerekmiyor mu?

Oğlun olduysa:
-Erkek adamın erkek çocuğu olur,
-Oğlansız evde duman tüter mi,
-Kız doğuran tez yaşlanır,
-Kız yükü, tuz yükü,
-Kızın var mı derdin var, kızın var mı sızın var,
-Oğlandır oktur, her evde yoktur,
-Oğlanı her karı doğurmaz, er karı doğurur,
-Kız girdi beşine, ya erdedir ya yerde,
-Oğlan babadan öğrenir sofra açmayı, kız anneden öğrenir biçki biçmeyi.

Yıllardır duyduğumuz sözler bunlar, böyle büyüyen kızlar ve oğlanlar hangi eşitliği savunacaklar?

Erkeği de kızı da büyüten kadın değil mi?

Canından bir parça olan evlatlarımız ayrımını yapabilir miyiz? Tabi ki hayır.

Hayat müşterek, bir evlat anne ve babayı ayırt ediyor mu ki yaşamımızda bu eşitsizliği yaşıyoruz.

Her kadın çalışır; kimi evinde kimi aşında.

Kadının adı yok sadece.

Yıllar öncesinde bile önü açık olan kadınlarımız şu anda hakları için mücadele halindeler.

Bunca bilim insanı, doktor, mimar, mühendis, pilot, asker, milletvekilimiz var, kaç bakanımız,kaç belediye başkanımız, valimiz, kaymakamımız var?

İşte bunlar için mücadele etmeliyiz.

Eğitim şart.

Bunun için de eğitim önce ailede ve anne ile başlar.

Evladın kızı da erkeği de aynıdır, onları eşit yetiştirin.

İş paylaşımlarınızı cinsiyet ayırt etmeden öğretin.

Bilinçli kadınların görevi, bilinçli eşit evlatlar yetiştirmesidir.

Gerisi zaten yetiştirildiği gibi şekillenecektir.

Kadının ve erkeğin eşit olduğunu düşünen ve bu düşünceye sahip evlatlar yetiştiren tüm erkekleri tenzih ederim.

Yazımı Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün sözleriyle sonlandırayım.

-Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın.

-Kadınlar milletin gerçek anası olmak istiyorsa, erkeklerimizden daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.

-Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir! Allah’ın emrettiği şey erkek ve kadın Müslümanların ilim ve irfan edinmektir. Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez (donanmış) olmak mecburiyetindedir.”

İhtiyacı olan güçsüz kadınlarımızın elinden tutup destek olalım, hemcinslerimizin başarılarını kıskanıp onları çaresiz bırakmayalım, evlatlarımızı eşit koşullarda, cinsiyet ayrımı yapmadan yetiştirelim, mutlaka okutalım, okuyalım, eğitelim. Bilhassa kız çocuklarını.

Evlatlarımıza zaman ayıralım, onlarla ilgilenelim.

Evlatlarımızı önlerine her şeyi sunarak değil, onlara da zaman verip kendilerinin yapmasını sağlayın.

Bilinçli, bilgili, okuyan bir nesil yetiştirmek daha çok annelerin görevi, bunu unutmayın.

Kadın erkek eşitliği ile mücadele etmeyen nesillerimizin çoğaldığı bir güne başlamanız dileğimle…

Sevgiler…