Evden çıkmadan önce, yalnız ya da aile bireyleri ile beraberce oturup yapılan kahvaltının verdiği huzur, günün güzel geçmesi için bir başlangıçtır. Sonra da kimimiz işe, kimimiz okula, kimimiz ev veya işlerine.

Buraya kadar her şey normal ama sonrasında görünüşte bakımlı, entel, bilgili bireyler günlerini güzel geçirecek olmanın huzuru ile yol alırken anormal olanlar tarafından günümüz zehre dönüşür.

Arabadan fırlatılan çöpler, basket potası yerine konulan mazgallar, boğazını yırtarcasına böğürerek tüküren densizler, üzerinize silkelenen kilimler halılar, ot gibi her yerden fışkıran motosikletler, kulağı sağır edecek kadar yüksek sesle açılan müzik, trafik ışıklarını tiye alan yayalar, taşıtlar.

Sonu gelmeyen sürprizlerle dolu insanı ve doğayı canından bezdiren davranışlar.

Halbuki büyüklerimizin dediği gibi biz Müslümanların dilinden düşürmediği “temizlik imandan gelir ” sözünde, imana sarılıyoruz da temizliği unutmuş gibiyiz.

Evinizde oturduğunuz yerden hiç bir şeyi yere atmıyorsunuz da neden hepimizin evi olan caddeleri, sokakları, denizleri kirletmek için yarışıyoruz.

Doğaya atılan atıkların yüzde 60 boya ve boya ürünlerinden oluşuyor.

-1 ton beyaz kağıt geri kazanıldığında 16, 1 ton kullanılmış gazete kağıdı geri kazanıldığında ise 87 adet çam ağacının kesildiğini biliyor musunuz?

Her atık çöp değildir.

Geri dönüşümü olanları ayrı biriktirerek gerekli yerlere atılmalıdır.

Bazı atıkların doğada kaybolma sürelerini okuyunca belki fikriniz değişir.

Cam şişe:4000 yıl.

Plastik:1000 yıl.

Pet şişe:400 yıl.

Teneke:100 yıl.

İçecek kutuları.:10 yıl.

Sakız:5 yıl.

Pil:300 yıl.

Alüminyum:100 yıl

Sigara izmariti :2 yıl.

Gazete, kağıt:3 ayda yok oluyorlar ama toprağı zehirleyerek.

Doğru zamanda, doğru davranarak, doğru yaşamı seçmeniz dileğiyle.

Sağlıklı günler dileğimdir.

Sevgiyle ve doğaya barışık kalın.