0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Akdeniz Üniversitesi Verem Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Ahmet Yılmaz Çoban, korona virüs pandemisinin verem hastalarını da olumsuz etkilediğini belirterek, Akdeniz Üniversitesi’nde ve ülke genelinde tedavilerin aksamaması için azami gayret sarf edildiğini söyledi. Verem Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKVUAM) Müdürü Prof. Dr. Ahmet Yılmaz Çoban ‘Dünya Tüberküloz Günü’ ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Ahmet Yılmaz Çoban, tüberkülozun ölüm oranı en yüksek enfeksiyon hastalığı olduğunu ve günümüze kadar yaklaşık 1 milyar insanın veremden öldüğünün tahmin edildiğini söyleyerek ,tüberkülozun insanlık tarihi kadar eski bir hastalık olduğunu ifade etti. Solunum yoluyla bulaşan veremin aslında önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Çoban, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2020 yılı raporuna göre, dünyada yaklaşık 10 milyon verem olgusunun ortaya çıktığını kaydetti.

AKVUAM Müdürü Prof. Dr. Çoban, Türkiye’de ise 2020 yılında toplam 13 bin verem hastasının varlığı saptandığını ifade etti. Dünyayı etkisi altına alan Covid 19 pandemisinin verem hastalarını da olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Çoban, en ciddi problemin ise tedavilerin aksaması olduğunu kaydetti. Ayrıca 2020’de verem tanı ve tedavisinde yüzde 16-41 arasında değişen azalma gerçekleştiğini açıklayan Prof. Dr. Çoban, Akdeniz Üniversitesi olarak ise çalışmaların aksamaması için azami gayret sarf edildiğini vurguladı.
AKVUAM olarak verem konusunda çalışmaların sürdüğünü ve bilime katkıda bulunmaya devam ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Yılmaz Çoban, insanlığın bu hastalıktan kurtulması için daha çok araştırma ve çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Ahmet Yılmaz Çoban, Türkiye’de verem tanı ve tedavi hizmetleri tüm sağlık kuruluşlarında ücretsiz olarak yapıldığını ve tedavide kullanılan tüm ilaçların ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarına ve hastalara ulaştırıldığını sözlerine ekledi. Prof. Dr. Ahmet Yılmaz Çoban, geçtiğimiz aylarda yaptığı çalışmayla Tüberküloz hastalığının erken tanısında önemli bir buluşa imza atmış ve İstanbul Buluş Fuarı’nda ‘altın madalya’ sahibi olmuştu.