Antalya’nın Akseki ilçesinde Toroslarda yetişen şifalı bitkilerden elde edilen yağlar vatandaşların geçim kaynağı oldu. Köylülerin dağlardan çuval çuval getirip kendi doğal yöntemleriyle işleyip ürettikleri kekik yağına korona virüs döneminde ilgi arttı.
Birbirinden değerli yöresel ürünleriyle adı öne çıkan Akseki ilçesinde, Torosların karlı zirvesinden elde edilen şifalı bitkilerden elde edilen yağlarda önemli bir yer tutuyor. Şalba, andız, mersin, ardıç, defne, su nanesi, menengiç gibi birçok bitki ve tohumlardan çıkarılan yağlara korona virüs döneminde ilginin arttığı bildirildi. Bu ürünlerden başı çeken kekik yağı için vatandaşlar meşakkatli bir üretim yolculuğuna düşüyor. Yaklaşık 2 bin metre yükseklikteki Toroslardan toplanıp getirilen kekik bitkisi dev kazanlar içinde 4-5 saat kaynatılıyor. 100 kilo kekikten bir buçuk litre yağ çıkıyor. Her bitki için farklı yağ ve su alma yöntemi uygulayan köylüler, şişeledikleri ürünleri satarak gelir elde ediyor. Geçtiğimiz yıl 10 gramı 10 TL’den satılan kekik yağının bu yıl aynı gramajı 20 TL’den satışa sunuluyor.
Ailesiyle biriktirdiği kekik, şalba, defne, su nanesi otlarını kuruttuğunu belirten Abdullah Güven, biriken kekikleri kazana doldurup içine su dökerek sabahın erken saatlerinde 300 dereceye varan ısıda kaynatmaya başladıklarını söyledi. Kaynayınca içi buharla dolan kazanlarda 4 saat sonra bu buhar soğutulmuş boruların iç yüzüne değince yoğunlaşıp damla haline geliyor. Damlalardan oluşan damıtılmış su borudan dışarı akıyor. Aktığı yere kekik yağı ile karışık damıtılmış kekik suyunun birikmesi için bir kap konuluyor ve damlalar halinde aşağıya akar. Kap dolup taşınca ilk olarak dışarıya yağ kısmı çıkıyor. Birbirinden ayrılan kekik yağı ve kekik suyu kendi kaplarına doldurularak kullanım için saklanıyor. Bu işlem yaklaşık 8 saat sürüyor” dedi.
“Soğuk yöntemde uygulanıyor”
Bazı bitkilerin yağlarını da soğuk pres yöntemi ile çıkarttığını anlatan Güven, “Menengiç ve çörek otu yağını soğuk pres yöntemi ile çıkartıyorum. Her çıkardığımız yağın ayrı ayrı şifaları vardır. Yağlarını çıkardığımız ürünlerin posalarını kesinlikle atmıyoruz. Posalarını ve kekiğin suyunu dahi değerlendiriyoruz. Posaları da hayvan yemi olarak satıyoruz. Önceleri yağları çıkarmadan bana sipariş verirlerdi. Ben de sipariş üzerine çalışıyorum. Şimdi ise satışlarımda oldukça yüksek patlama oldu. Pazarlama sorunum yok” diye konuştu.
“Kekiği kesmenin mevsimi vardır”
Kekik otunun kesme zamanı olduğunu dikkat çeken Güven, “Kekik otunun bir kesme zamanı vardır. Eğer kesme mevsiminden önce ve sonra kekiği keserseniz onun faydası olmaz. Kekik otu özellikle Temmuz Ağustos aylarında toplanır. Zamanı gelmeden kekik toplanmaz. Zamansız toplanan kekikten ise yağ çıkmaz. Şifada olmaz. En çok kekik yağı ağustos ayında toplanan kekikten çıkar. Eylülden sonra ise hiç kesmemek lazım” diye konuştu.
“Bu işten köylülerde ekmek parası kazanıyor”
Kekik bitkisini eşi ile birlikte Toros dağlarından topladığını anlatan Güven, “Bu kekiği sadece ben toplamıyorum. Eşim ile ikimizin topladığı kekik otu yetersiz kalır. Çevre köylülerdeki insanlara da toplattırıyorum. Onlardan da satın alıyorum. Dolayısı ile sadece ben değil, köylüler içinde iyi bir geçim kaynağı oluyor. “dedi.
“Yılda 50 litre kekik yağı çıkarıyorum”
Yıllık ortalama 50 litre kekik yağı çıkarttığını söyleyen Güven “ Bunun yanında ise şalba, andız, mersin, ardıç, defne, su nanesi, menengiç gibi birçok bitki ve tohumlardan da yağ çıkarıyorum. Bunları 10 ve 20’şer gramlık şişelere dolduruyorum ve satışa hazır hale getiriyorum” ifadelerine yer verdi.
“Eskiden büyük kazanlarda çıkarıyordum”
Son 3 yıla gelinceye kadar büyük kazanlarda kekik yağı çıkardığını anımsatan Güven, “Eskiden büyük kazanlarda zor şartlarda kekik yağını çıkarıyorum. Bir kazana 8 kilo aldırabiliyordum. Bu 8 kilo kekik otundan ise 100 gram kekik yağı çıkartıyordum. Daha sonra ise kendi icat ettiğim sistemle yaklaşık 150 kilo kekik otu alan kazan sistemi yaptırdım. Eskiden 8 kilodan 100 gram kekik yağı çıkarırken, aynı emekle şimdi ise bir buçuk kilo kekik yağı çıkarıyorum. Devletimizden destek görürsen ileride daha büyük teknolojilerle kekik yağını seri üretim yapmak istiyorum. Fakat gücüm yok” diye konuştu.
“Korona virüsünden sonra satışlarda patlama oldu”
Kekik yağının en güçlü antioksidanlardan biri olduğunu ve antik çağlardan beri tıbbi bir bitki olarak kullandığını anlatan Güven, “Müşterilerimiz şu an korona virüsü (Covid-19) salgını sonrası vatandaşlar kekik yağına büyük ilgi gösterdiler. Müşterilerim ayağıma kadar gelip kekik yağı alıyorlar. Başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerimiz olmaz üzere Türkiye’nin doğusundan batısından her tarafından kekik yağı siparişleri geliyor. Yine aktarlardan da yoğun talep geliyor. Eskiden de satışlarım iyiydi fakat korona virüsü nedeni ile de satışlarımızda patlama oldu. Şu an en güçlü antioksidanlardan biri olan ve bağışıklık sisteminin destekleyen kekik yağına ilgi çok fazla. Corona virüsü (Covid-19) salgın sonrası uzmanların en önemli şeyin bağışlık sistemin önemine değinmesi ardından bizlerde buna destek olacak ürünlerde patlama oldu. Çeşitli hastalıklara şifa sağlaması amacıyla kullanılan kekik yağının sağlık açısından da birçok faydası bulunmaktadır. Kekik, bağışıklık, solunum, sindirim, sinir ve diğer vücut sistemlerini destekler. Hormon düzeylerini dengelediği için hormonların en önemli esansiyel yağlarından biridir. Ayrıca, vücudu, felç, artrit, mantar ve bakteri enfeksiyonları ve cilt rahatsızlıkları gibi tehlikeli hastalıklardan korur. Çeşitli hastalıklara şifa sağlaması amacıyla kullanılan kekik yağının sağlık açısından da birçok faydası bulunmaktadır” dedi.
En iyi kekik Toros Dağları’nda yetişiyor
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesinden emekli olan ve Akseki’de bitki türleri üzerine araştırma yapan Prof. Dr. Oktay Yeğen ise kekiğin güneşli iklime sahip yüksek rakımlı ve taşlı Toros Dağları’nda yetiştiğini söyledi. Dünyada bulunan 100 kekik türünden 33’ünün Türkiye’de olduğunun altını çizen Yeğen, “En iyi kekik ise Akseki ve çevresinde bulunuyor. İhracat için kurutulmuş kekik bitkisinin yağ içeriğinin en az yüzde 2-3 olması, bunun da yüzde 60-70’inin ‘carvacrol’ olarak isimlendirilen maddeden oluşmasının istenir. Bu özelliğe sahip kekik bitkisinin doğal olarak en iyi 600-900 metre rakımda ve Akdeniz bölgesinde yetişiyor” dedi.
“Yeğen konuşmasın şöyle devam etti:
“Yapılan tıbbi araştırmalar, kekiğin içerdiği maddelerin uygulandığı sıcakkanlı hayvanların hücrelerinden salgılanan serbest radikalleri bağlayarak sağlık açısından birçok fayda oluşturduğunu göstermiştir. Kekiğin, içeriğindeki maddelerle vücutta hücre koruma sistemlerini geliştirmesiyle antioksidan, kanser oluşumunu engellemesiyle anti kanserojen, diyabet hastalığını engellemesiyle antidiyabetik ve vücuttaki kolesterol oranını ayarlamasıyla antikolestremik özellikler taşıdığı gösterilmiştir. Bu özellikleriyle kekik yaşlılığı geciktirmekte, tümör oluşumunu engellemekte, şeker hastalığına iyi gelmekte ve gıdaların bozulmasını doğal yollarla engellemektedir.”
ASAYİŞ
17 Kasım 2024ASAYİŞ
17 Kasım 2024MANŞET
17 Kasım 2024ASAYİŞ
17 Kasım 2024EKONOMİ
17 Kasım 2024ASAYİŞ
17 Kasım 2024ASAYİŞ
17 Kasım 2024