Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof.Dr. Timur Gürgan, Round Spermatid Enjeksiyonu ”Rosi” tekniğiyle, “Artık hiç çocuk sahibi olma ümidi kalmayan, erkek kısırlığı olan çiftlerde çocuk sahibi olma umudunun doğduğunu gördük” dedi.
Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof.Dr. Timur Gürgan, erkeklerle ilgili çocuk olmama veya kısırlıkla ilgili yeni gelişmeleri Üroloji Uzmanı Prof.Dr. Ahmet Hakan Haliloğlu, Klinik Embriyoloji Uzmanı Dr. Halil Ruso ile birlikte 8. Üreme Tıbbi ve Cerrahisi Derneği Kongresi’nde uluslararası alanda ses getiren bir sunum yaptıklarını dile getirdi.
Japonlarla 4 yıl önce başlattıkları projenin meyvelerini meslektaşlarıyla paylaştıklarını aktaran Gürgan, “Artık hiç çocuk sahibi olma ümidi kalmayan, erkek kısırlığı olan çiftlerde çocuk umudunun doğduğunu gördük. Bazı erkeklerin testislerinde hiç sperm yada olgunlaşmış spermleri yok. Japonya’da, Prof. Dr. Atsushi Tanaka ile birlikte yaptığımız çalışmalarda erkeklerin testislerinde, gelişmemiş veya yuvarlak denilen canlı spermlerin bulunarak, eşlerinin yumurtalarının döllenmesi esasına dayanıyor. Çok zor bir işlem. Ülkemizde de yapılmaya çalışıldı. Çok yüksek gebelik oranının olabileceği belirtildi. Dünyada bu işlemin doğru yapılmasından ziyade birazcık hastaların yüksek beklentilerine yol açtığı için tekniğe sıkıntılı bakış açısı getirdi. Bizim grubumuz şuanda bunları, uluslararası seviyede yaparak, şuana kadar 2 doğum gerçekleştirdik. 3 tanede gebeliğimiz devam ediyor” dedi.
“Gebelik şansı veren bir teknik”
Bu çalışmaları kongrede iftiharla sunduklarının altını çizen Gürgan, “Rosi, sıfır gebelik şansı olan bir erkeğin, yüzde 15 ile 19 arasında gebelik şansı veren bir teknik. Hiç spermi olmayan, testislerinde bile hareketli veya olgun sperm görülmeyen çiftlerde Rosi tekniğiyle sonuç elde ettik. Erkekle ilgili problemlerin çözümünde Haliloğlu ve Ruso’nun hem Japonya’yla hem de Türkiye’deki çalışmalarındaki bilimsel emekleri ve sonuçlarıyla bunu elde ettik” diye konuştu.
“Ülkemizde de artan bir problem”
Ahmet Hakan Haliloğlu ise, Rosi tekniğiyle ilgili olarak, “Erkek kısırlığı tüm dünyada olduğu, ülkemizde de git gide artan bir problem. Erkek infertilitesinde hiç sperm olmama durumu, özellikle infertilite ile uğraşan çiftlerimizde başarı şansını önemli ölçüde düşüren bir problem. Bu hastalarımızda yapılacak işlemlerle beraber, sperm bulunamadığı takdirde uygulanan bir yöntem. Tam olarak hareketli ve olgun hala gelmemiş genç sperm hücrelerini, özel bir elektrik enerjisi ile aktive edip, yoğun bir laboratuvar ortamında, birden fazla işlemle aktive ederek, yumurtanın döllenmesi esasına dayanıyor” ifadelerine yer verdi.
“Sperm hücresi olmayan erkeklere umut”
Haliloğlu, sperm hücresi bulunmayan erkeklerde, normal tüp bebek tedavisine göre düşük bir ihtimalle de olsa gebelik şansı vermesi açısından Rosi’nin önemli bir yöntem olduğunun altını çizdi.
2015 yılında yeniden gündeme gelen yöntemin 2 yıldır Türkiye’de de uygulanmaya başladığını işaret eden Haliloğlu, “Başarılı sonuçların alınmasıyla beraber, en azından sperm hücresi olmayan genç erkeklere umut vaat eden bir yöntemdir” dedi.
“Eskiye göre kısırlık artıyor”
Erkek kısırlığının artma nedenlerini tam olarak söylemenin zor olacağını belirten Haliloğlu,“ Çevresel faktörlerin önemli olduğunu biliyoruz. Artık toplu halde yaşıyoruz. Çevresel faktörlerle beraber radyasyon olsun, çevresel toksinler olsun erkeklerde sperm sayısını ve kalitesini malasef kötü yönde etkiliyor. Erkeklerde daha eski dönemlere göre daha yoğun kısırlığın görüldüğünü biliyoruz” diye konuştu.
“Canlı doğumumuz var, bir gebelikte takibimizde”
Halil Ruso, infertilite menide hiç sperm görülmeme durumunun toplumda yüzde 1 oranında olduğunu kaydetti.
Kısırlık tedavisi gören çiftlere bakıldığında bu oranın yüzde 15-20’lere kadar çıkabildiğine değinen Ruso, “Bu çiftler için cerrahi bir yolla sperm arayışına gittiğimizde, sperm bulma oranı kabaca yüzde 50’lerde. Yani bu çiftlerin yarısında sperm çıkmayacaktır. Bu sperm çıkmayan çiftlerin belirli yüzdesi de izole bir grup, bunların da yüzde 20-25’i oranında yuvarlak hücre dediğimiz Rosi için kullanabileceğimiz hücreler çıkabiliyor. Bu hücrelerle belli başlı özel metotlarla, döllenmelerine yardımcı olduğumuzda, bu yumurtalarda yüzde 50 gibi bir döllenme oranı elde etmek mümkün. Sonrasında geliştirilen embriyoları transfer ettiğimizde ise yaklaşık yüzde 10-15 civarında gebelik elde ediyoruz. Bunlardan da eve canlı bebek götürme oranı yaklaşık yüzde 8 dolaylarında gözüküyor. Bizde Türkiye’de bu teknikle canlı doğum elde ettik. Bir tane devam eden gebeliğimiz var şuan için, yurt dışında takibine devam ediyoruz. Birde canlı doğumumuz var. Bebeğimizde ve annesinde de herhangi bir sıkıntı görülmüyor” ifadelerine yer verdi.
ASAYİŞ
22 Kasım 2024ASAYİŞ
22 Kasım 2024MANŞET
22 Kasım 2024ASAYİŞ
22 Kasım 2024EKONOMİ
22 Kasım 2024ASAYİŞ
22 Kasım 2024ASAYİŞ
22 Kasım 2024