Yaşadığımız bölgenin tarihçesini birçoğumuz biliyor muyuz ya da merak edip araştıran kaç kişiyiz.
Bugün size gözüme çarpan bu bilgiyi paylaşmak istedim.
“Turizmin başkenti Antalya’nın tarihi çok eskilere dayanıyor. 19 ilçesi olan turizm cenneti bu kentin ilçelerinin isimlerinin hikayeleri ise oldukça ilginç. Antalya ilçelerinin isimlerinin veriliş öyküleri…
1- AKSEKİ:
Eski adı Marla olan Akseki ilçesi 1286 yılında Toroslar üzerinde kurulmuştur. Akseki’nin eski adı olan Marla sanıldığının aksine Arapça bir sözcük olmayıp, Divan-ı Lügat’ta geçen özbeöz Türkçe bir sözcüktür, anlamı ise ‘Yüksek Ulemalar Diyarı’ demektir. Yeni isim olarak Teke Yörüklerinin bir kolu olan Akseki ismi verilmiştir.
2- AKSU:
Aksu İlçesi Antalya Büyükşehir sınırlarında 30.06.2008 tarihinde kurulmuştur. Aksu, Antalya’nın 16 km. doğusunda Düden ve Aksu Akarsuları arasında kurulmuştur.
3- ALANYA:
Bizans İmparatorluğu döneminde Yunanca’da “güzel / ince dağ” anlamına gelen Kalonoros ve Kalon Oros olarak adlandırılmıştır. Selçuklu egemenliğinde ise Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat I kente kendi adından türettiği Alaiye adını vermiştir. 1933’teki Latin Alfabesine geçişle birlikte Alanya adını almıştır.
4- DÖŞEMEALTI:
Eski ismi Yeniköy olan ilçe Döşemealtı adını antik çağda Pamfilya kentleri ile Pisidia kentlerinin birbirine bağlayan yollardan birisi olan Derbent boğazındaki döşeme taş yolundan almıştır. Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerinde de işlevini sürdürmüş olan döşeme yol yakın zamana kadar Yörükler tarafından göç yolu olarak kullanılmıştır. Döşeme taşlardan oluşan bu yol Döşemealtı Platosuna adını vermiş olup 4 metre genişliğindedir. Bu nedenle yöre halkı“ döşeme” yolun geçtiği boğazı “Döşeme Boğazı”, yolun altında kalan düzlüğü de; “ Döşemealtı” olarak adlandırmıştır.
5- DEMRE:
İlk defa 1904 yılında Eynihal adıyla köy statüsüne kavuşan Demre; 6 Haziran 1968 yılında 4 köyün birleşmesiyle Belediyelik; 4 Temmuz 1987 günü Kale adıyla ilçe olmuştur. İlçe 2005 yılında Demre adını almıştır. Myra adı şu sırayla dönüşür: Muri- Myra – Damira – Demre. Hiç anlam değiştirmemiştir. Hepsinin de anlamı mersin bitkisidir.
6- ELMALI:
ilçenin tarihinin M:Ö. 3000 yıllarına kadar uzandığını göstermektedir. Bu da burada ilk yaşayanların Likyalılar olduğunu göstermektedir. Elmalı ismi için öne sürülen iddiaların çoğu kanıttan yoksundur. Bu öne sürülen isimlerin başında Alimala ve Amelas isimleridir. Bu isimlerin hangisinin doğru olduğunu kanıtlayacak bir kanıt henüz mevcut değildir. Türk boylarının Elmalı ve çevresine yerleşmeleri sahil kesiminden önce olmuştur. Evliya çelebi Seyahatnamesinde Elmalı’dan bahsetmiştir. Osmanlı kayıtlarında ilk defa Elmalı’dan bahsedilmesi ise I. Murat döneminde olmuştur. Elmalı isminin geçmiş dönemdeki Alimala ve Amesal isimlerden türemiş olabileceği ve yörede elma yetiştiriciliği yapılmasının da bu isimle anılmasının etkili olduğu düşünülmektedir.
7- FİNİKE:
Fenikeliler tarafından M. Ö. 5.Yüzyılda Phanikos adı ile Aykırıcay Suyu’nun denize döküldüğü yerde kurulmuştur. Uzun yıllar Likya’nın başkenti olan Limyra’nın tarım ürünleri ihraç ettiği bir liman görevi yapmıştır. Finike adının, Fenikelilerden dolayı verildiği de rivayetler arasındadır. Antik dönemde önemli bir liman kenti olan Finike’nin (Phoinikos) ilk kurulduğu yer, “îskele Mahallesi’dir.
8- GAZİPAŞA:
Delibaş isyanının bastırılmasında Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına yardım eden o zamanki ismiyle Selinti (Günümüzde Gazipaşa) halkını ödüllendirmek isteyen Bakanlar Kurulu 21 Ekim 1922 tarihinde Selinti bölgesini ilçe yapmış ve ismini “Gazipaşa” olarak değiştirmiştir.
9- GÜNDOĞMUŞ:
Malazgirt Zaferi sonrasında Anadolu’nun Türkleşmesi döneminde, şehir Selçukluların egemenliğinde kalmış ve II. Bayezid döneminde de Osmanlı Devleti topraklarına katılmıştır. Bir rivayete göre; Konya’nın İksile Köyü’nden çeşitli sebeplerle ayrılan bir ailenin bu bölgeye yerleştiği ve sonraları da buraya “Eksere” denildiği söylenmektedir. Eksere Köyü 1936’ya kadar Akseki’ye bağlı bir köy iken 1936’da “Gündoğmuş” adıyla ilçe yapılmıştır.
10- İBRADI:
İbradı’nın ne zaman kurulduğu ve ne zamandan beri bu isimle anıldığı kesin olmamakla birlikte bunları teyit eden belgeler araştırılmaktadır. Bilge Umar’ın belirttiğine göre ismin kökenine ne uygun görüşe göre; “İbra sözcüğü, Luwi/ Pelasgos dilinde “bol su, gür su” anlamına gelen Abra/Ebra/İbra’nın çeşitlenmelerinden birisidir. Adını aslı Luwi dilinden ya da onun yerel ardılı Klikya dilinde İbrada olması gerekir: İbra-a(da), Gürsu-lu demektir” der. Bu bilgiler göz önüne alındığında İbradı’nın Luwilwe’le ilişkilendirilmesi doğaldır.
11- KAŞ:
Kaş’ın tam karşısında yer alan Meis adasının kelime anlamı gözdür. Bu sebeple gözü çevreleyen bölge olan bu güzel beldeye Kaş adı verildiği söylense de, tarihten günümüze ulaşan söylentilerde farkı bilgiler de mevcut. Antik çağlarda adının Habesos olduğu arkeolojik bulgularla da kanıtlanmış olan Kaş, antik dönemde Antiphellos olarak anılmış. Anadolu Selçuklu Devletine katıldıktan sonra ise adı Andifli olmuş. Andifli’ye ‘Kaş’ isminde ilk kez Evliya Çelebi’de rastlanıyor. Bir söylenceye göre Kaş, lekesiz, saf beyaz bir taş.”
Sağlıkla kalın.
ASAYİŞ
01 Aralık 2024ASAYİŞ
01 Aralık 2024MANŞET
01 Aralık 2024ASAYİŞ
01 Aralık 2024EKONOMİ
01 Aralık 2024ASAYİŞ
01 Aralık 2024ASAYİŞ
01 Aralık 2024