DOLAR 34,7602 0.07%
EURO 36,5395 -0.01%
ALTIN 2.951,130,02
BITCOIN 33600221.29482%
Antalya
13°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

Tedavide en önemli evre teşhistir

ABONE OL
17:10 - 14 Ocak 2020 17:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tedavide en önemli evre teşhistir. Çünkü bu koşullarda biraz daha mantıklı olup, tedavide en önemli evrenin teşhis olduğunu umutmamamız gerekiyor. Eğer dışarıya ‘iyiyiz’ mesajı verilirse, önlem alınma konusunda sıkıntı yaşanabilir. Tablo ne kadar net ortaya konulursa, tedavi şansı da o kadar yüksek olur. Tepki çekmemek için pazar öngörülerini olduğundan fazla göstermek inanın sadece sektöre zarar verir. “Her şeyin bir fiyatı var” diyorlar. İçinde bulunduğumuz böyle bir devirde Behçet Necatigil ustanın da dediği gibi; en kıymetli olan, paraya çevrilmeyen ne varsa, onun ardından gitmektir. Buna “temiz ve aziz olanın peşinden gitmek” diyoruz. Bu arada hemen söyleyelim: Emeğe ve ekmeğe hürmet etmeyen insanları ve imkanları hor kullanan, hakkına razı olmayan, kıskançlık ve kibir gibi kötü huy taşıyan kimseler ilgi alanımızın dışındadır… Kısacası kıymet bilmek, kendini bilmektir. Örnek verecek olursak; kendini bilen kişi canını emanet olarak görür ve haram yemez. Çünkü şunu iyi bilir: “Kalbin, dilin ve bedenin temiz olması, helal lokma yemeye bağlıdır.” Kendini bilen kişi, kul hakkına dikkat ve rikkat eder. Bu da kıymet bilmenin birinci şartıdır. Tabi gelişmeler karşısında verilen tepkileri doğru anlamak ve anlaşılmakta çok önemlidir. Doğru yorum yapabiliyorsak, dağıtılan rolleri ve hayata geçirilmek istenen planları da eksiksiz anladığımız ortaya çıkar. Dünyada olaylara benzer şekilde bakan çok kişi var. Tesadüflere ve şanslara inanmayan… Neyse ki bu konuda şanslıyım ve bahsettiğim rolleri layıkıyla yerine getireceğinden zerre şüphe duymadığım, aynı pencereden bakabildiğim insanlarla, Kutay Medya ailesiyle birlikte olmanın, omuz omuza çalışmanın haklı gurunu yaşıyorum. Velhasılkelam büyük değeri olan şeyler bulduğunuz şeyin değerini ararken sarf ettiğimiz emek kadardır… Yazımı kısa bir hikayeyle sonlandırmak istiyorum.
Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin de etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
– “Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?”
– “On yılda” demiş kavak.
– “On yılda mı?” diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
– “Ben neredeyse iki ayda seninleyanı boya geldim bak!”
– “Doğru” demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgarları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış ve sormuş endişeyle kavağa:
– “Neler oluyor bana ağaç?”
– “Ölüyorsun” demiş kavak..
– “Niçin?”
– “Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için…”

Çalışmadan, emek harcamadan gelinen nokta başarı sayılmaz. Kolay kazanılan, kolay kaybedilir. Her işte alın teri ve emek şarttır…

DOĞRU ANLAMAK VE ANLAŞILMAK ÜMİDİYLE…

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
    Özkaya Sigorta


    HIZLI YORUM YAP