Manavgat yangında en büyük yıkımı yaşayan Kalemler Mahallesi’nde arılığı alevler içinde kalan Güven Karagöl’ün 80 arı kovanı yandı, 20’si alevlerin arasında sağ kaldı. Simsiyah doğa içinde 20 kovanının yanmamasının Allah’ın bir nimeti olarak niteleyen Karagöl, “80 kovanımın demirlerini gözyaşları içinde yanarak topladım, kalan 20 kovan umudum olacak” dedi.
Manavgat’ta 10 gün önce, 4 farklı noktada aynı anda çıkan yangının ilk gününde en fazla etkilendiği Kalemler Mahallesi’nden alevlerin esiri oldu. Mahallede değim yerindeyse yeşil hiçbir şey kalmadı. Yangın evler kadar, hayvanları da etkiledi. Arıcılığa da elverişli olan bölgede bir çok arı kovanları da yandı. Kalemler Mahalle merkezinin hemen yakınında 100 kovanlı arılığı bulunan Güven Karagöl’de yangına mesai de yakalandı. Haber alır almaz iş yerinden arılarının yanına gelen Karagöl, alevlerin 50 metre kadar arılığına yaklaştığını görünce bölgeyi üzüle üzüle terketmek zorunda kaldı. Kısa sürede alevlerin arılığına girdiğini gören, kovanlarının yanışını karşı yoldan izledi. Arılarını Allah’a emanet edip, mahalleden çıkan Karagöl, ertesi sabah umutsuz şekilde simsiyah olan arılığına geldi. 100 kovanından 80’inin yandığını gören ve büyük üzüntü yaşayan Karagöl, 20 kovanından arıların girip çıktığını görünce büyük sevinç yaşadı. Hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşayan Karagöl, alevlerin sardığı arılığında 20 kovanının sağ kalmasını Allah’ın bir nimeti olarak nitelendirdi.
“Sevdamı kaybetmiş gibi üzüldüm”
Turizm sektöründe çalışan 47 yaşındaki Güven Karagöl, olay günü mesaide olduğunu ve bölgeden dumanların yükseldiğini görünce hemen arılığının yanına gelmeye çalıştığını söyledi. Arı kovanlarını götürmek için arkadaşlarını kamyonetle gelmesi için aradığını anlatan Karagöl,“ Ama yangın 15 dakikada, 2 kilometreden buraya geldi. Kendimi zor kurtardım, burayı zor terkettim. Arılarımı bırakmak zorunda kaldım. Bir kişi sevdasını kaybettiğinde nasıl üzülürse bende öyleyim. Etrafımda hem doğa hem arılarım kayboldu” diye konuştu.
“Arılığım alevler içinde kaldı”
Yangının arılığına 50 metre yaklaşıncaya kadar bölgeden gitmediğini anlatan Karagöl, “Hemen buradan çıktım karşıya geçip arılığıma baktım, yangın geliyordu. Allah’a emanetsiniz dedim. Yapacağım bir şey yoktu. Kısa süre içinde alevler geldi arılığım yanıyordu, sadece seyredebildim. 6 senelik birikimim, bu seneki emeğim yandı. 100 kovanımdan 80’i arılı şekilde kovanıyla yandı. Ama ben yangının altı bölümüne insem de bölgeden gidemedim hep arılığıma baktım. Yangın geçer mi, arılığıma girer mi girmez mi diye düşündüm. Ama ben arılığıma alevlerin girdiğini görmüştüm. Hepsi yandı bu iş bitti dedim. Alana girmemize izin vermediler ve ayrılmak zorunda kaldım” dedi.
“Allah’ın takdiri”
Ertesi gün sabah erkenden arılığına koştuğunu dile getiren Karagöl, ”Gün yeni ağarıyordu. Baktım birkaç kovanımdan arı çıkıyor. İçinde yanmayanları vardı. Baktığımda 20 kovanım bana kalmış, ama 80’i içinde arı ve balıyla olduğu gibi yanmıştı. Simsiyah bir doğanın içinde bu iş bitti demiştim artık yapamam, umutlarım bitti demiştim. O alevleri gördükten sonra burada hiçbir şeyin canlı kalamayacağını düşünmüştüm. Umudum bitmişti. Bu 20 kovan bana umut oldu. Bu Allah’ın takdiri. Bu doğanın katledilmesi, bu kadar canlının ölmesinin hesabını kim verecek” diye konuştu.
“Umut olacak”
Yanan kovanlarının metallerini gözyaşları içinde temizleyip aktardığını ifade eden Karagöl, “İçimde bir üzüntü vardı. Metal yığını oldu gitti hepsi. Bu yanan alandan sağ çıkan 20 kovan arım bana yeniden umut olacak” dedi.
Öte yandan, arılığın yanmadan önceki doğası ve yeşil hali Karagöl’ün cep telefonu kamerasında hatıra olarak kaldı.
ASAYİŞ
17 Kasım 2024ASAYİŞ
17 Kasım 2024MANŞET
17 Kasım 2024ASAYİŞ
17 Kasım 2024EKONOMİ
17 Kasım 2024ASAYİŞ
17 Kasım 2024ASAYİŞ
17 Kasım 2024